Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

10 Ekim 2007 Çarşamba

SON İFTAR DAVETİ VE KIYTIRIKTAN BİR BAYRAM YAZISI.

Sanıyorum bu aynı zamanda bir bayram yazısı olacak. Çünkü bayram sonuna kadar buralara gelebilirmiyim bilmiyorum. Yoğun geçer biz de bayramlar. Bi kere ziyeretçimiz çok olur. Karı koca ikimizinde kalabalık bir ailesi var malum. Sonra ben bir Beyoğlu yaparım . Nazlı ikinci gün kaçıyor. Abantta traking yapacaklarmış.
Annem gibi yapmıyorum tabii, bayram geliyor diye yeri göğü birbirine katmıyorum. Kahvenin yanında sunulacak baharatlı küçük kurabiyeler yapacağım. Gerisi çikolata , şeker falan. Olurda yemeğe rastlayan olursa diyede biraz bol tutarım yemeklerimi o kadar. Bundan iyisi Şamda kaysı.
Dün akşam son ramazan davetimi verdim. Görümcem( en favorisi) ve kızı Meral yani Meralimiz. O da öğretmendir. Ailenin sanatçısıdır. Ama tam masayı hazırlarken zil çaldı. Baktım sırıta sırıta Zuz çıkıyor merdivenden. Eve giderken rotayı bize çevirmiş. Hemen bir servis daha ekledim. 15 dk sonra Nazlı bağırdı içerden- annee bir servis daha ekle Neslihan da geliyor diye. Geleneksel türk yemekleri hazırlamıştım. Ha aa bir de İlmiyemin meşhur kapaması. Resmini çekemeyi unutmuşum. Soğanla sotelenmiş kuzu eti ve pilav fırında birlikte pişiyor. Pilavın üstünü etlerle kapatıyorsunuz tamamen ve pilav da fırında pişiyor. Yani pilavı pişir , sonra etleri üstüne diz , fırına ver değil. Tatlı olarakda çikolata soslu tavuk göğsü yatım. Tarif bizim Güllüden. Ana yemeklerin içinde bir pastırmalı kuru fasulye vardı ki breh breh. Zeytinyağlılar da vardı tabii. Şimdi ne var ne yok saymamayım.
Şimdiiiii ben bayram hazırlıklarıma dönmek zorundayım. akşam yemeğimiz , akşamdan kalanlar.

İyi bayramlar hepinize. Bayramınız bayram gibi geçsin...