Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

25 Mart 2008 Salı

bit pazarı gibi yazı -2

Geceki lodostan sonra , sakin bir sabaha uyandık. Çatılar uçuyor sandım bir an. Hafif var ama daha sakin dediğim gibi.
Kabile üyelerimin her biri başka bir semte dağıldılar. Kimi okula kime işe.Ben de çayımı ve elmalı pastamı alıp buraya geldim. en sevdiğim pastadır ve kendim için özel olarak yaparım. 40 yıllık bir tarif neredeyse. Teyzeme ait. Ne zaman onlara gideceğimi duysa hemen bu pastayı yapardı. Ama saklar , ay bu sefer yapmadım der beni aratırdı. Bi keresin de en üst rafa saklamıştı , çıkıp buldum, ama elimde tencere sandalyenin içine geçtik.
Bir çok arkadaşım artık neden evde pişirdiğin şeylerden söz etmiyosun demiş. O yüzden bu gün bu elmalı pastayı ve bu sıralarda geç yapılan kahvaltılarımıza eşlik eden sarımsaklı ekmek dilimlerinin tarifini yazacağım. Yazının en sonuna eklerim artık.
Dün pazarımızdı. Görümcemle , en favorisiyle biz de çay içtik. Sonra da pazara çıktık. Baktım pazarda satıcı , dünyanın en güzel laleleri burada diye bağırıyor. Yok yav dedim sahi mi?. Evet dedi, dünyanın en güzel çiçeklerini ben satıyorum. Sen bu kadar kendinden emin olduktan sonra diyecek bir şey yok dedim ve altı tane lale soğanı alıp diktim. Bakalım ne renler çıkacak. Geçen sene hepsi beyaz çıkmıştı((.
Dün akşam durup dururken , gamze ile orayı burayı karıştırmaya başladık. O sınıfta yaptıracağı bir etkinlik için malzeme arıyordu, ben de nerelerde ne unuttum acaba diyerek başında bekliyorum. Bir taraftan da karıştırrken. Elime kendimi tanıttığım BEN diye başlık attığım taa 2002 de yazdığım bir yazı geçti. Allah Allah niye böyle bir şey yazmışım derken aklıma geldi. Bizm iş güzar halkla ilişkilerin marifetiydi. İş yerine ODTÜ den uzmanlar gelmiş, bir hafta karşılıklı konuşmalar yapmıştık. Garip bir yol takip ediyorlardı. Havadan sudan konuşarak başlayan karşılıklı konuşmalar , bakıyorduk başka yerlere gelmiş. iŞte o günlerden birinde bizden bu yazıları istemişlerdi. Kendimimizi tanıtan, ne olmak istediğimizi, hedeflerimizi anlatan bir yazı istemişlerdi. İşte o yazıdan bir kaç cümle size.
Benim için önce iyi insan olmak gelir. Ancak böyle iyi anne, iyi eş, iyi arkadaş, iyi dost olabilirim. Hedefim şu; Şu anda Türkiye şartlarında önümü çok iyi göremiyorum belki, ama gözlerimin keskinliğine ve sağduyuma inanarak, güvenerek söylüyorum ki, daha yaşanılası bir Türkiye de benim de yapacağım bir şeyler var. Yarın, yarınlardan umudunu kesmeyenlerindir. Her şey değişecektir. Çünkü değişmeyen tek şey değişimdir.

Bunları neden sizle paylaştım biliyormusunuz , altı yıl önce yazdığım bu yazıdan bu yana ben umut ede ede bu güne gelmişim. Hiç bir şey değişmemiş. 78 li yıllardan beri daha yaşanılası daha yaşanılası bir Türkiye demişim. Demeye de devam edeceğim. Ne yaptın derseniz, bunları benim gibi söyleyen iki eğitim neferi daha kattım .Bu da gündeme getirdiğim yorumum olsun.
Şimdi sırada tarifler var.

ELMALI PASTA.dört elmayı rendeledim, yarım bardak toz şeker ilavesiyle pişirdim , pişirince tarçın ilave ettim bolca.
Marmelat soğurken , bir paket yağla(zeytinyağlı becel kullandım), bir yumurta, bir bardak toz şeker , kabartama tozu ve alabildiğince unla yumşak bir hamur yaptım. Hamuru ikiye böldüm. Tezgahı hafif unladım , hamurun birini , merdane yardımıyla tepsim büyüklüğünde açtım. tepsiye yaydım. Üstüne marmelatı döktüm iyice onuda hamurun her tarafına yaydım. En üste tekrar aynı işlemle ikinci hamuru açıp koydum. 200 derecede pişirdim. Soğuyunca pudra şekeri serpip dilimledim.
SARIMSAKLI EKMEK DİLİMLERİ. İki diş sarımsağı ezdim, üstüne sızma yağ, kekik ve kırmızı biber döktüm karıştırdım. İnce dilimlenmiş ekmek dilimlerinin üstüne sürüp fırında kızarrtım. Kahvaltıda süper oluyor. Afffiyyetler olsun
Şimdiiii, hava raporu verdik, biraz gümdeme mündeme dokundurduk, iki de tarif verdik. E daha ne olsun bundan iyisi ŞAMDA KAYSI bence.Hadi gittim ben öğleden sonra arkadaşlarla okey oynayacağız, yarın da tiyatro günüm. Raprumuda verdim yapacak iş kalmadı....