Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

15 Nisan 2008 Salı

Günlerin ardından

Nihayet bu gün evimdeyim. Geçen haftanın başından beri , bir yoğunluk bir yoğunluk. Bitti sanmayın bu gün mola, sonra yine pazar gününe kadar sürecek programlarım var.

Anlatmaya geçen haftadan başlarsam işin içinden çıkmanın imkanı yok. Arkası yarına döner. Geçen hafta , önce Beşiktaşa gittim, çok önceden yapılması gereken bir ziyaretti ama sarka sarka bu günlere gelmişti. Beşiktaşa gidince çarşısı gezilmez mi? alış-veriş yapılmaz mı? yapıldı elbet. Bizim Zuz la Beşiktaş pazarına gitmek için yola çıkıp , paraları o pazara varamadan o çarşılarda tüketmişliğimiz bile vardır.

Sonraki gün Taksim- Beyoğlu yaptım. Her zamanki gibi kuzenler buluşmasıydı. Artık kokteyl gemileri Kabataş iskelesin de yerini almaya başladı. Yazın geldiğinin işaretlerinden biri İstanbul da. Vapurdan karşıya geçerken boğaza baktım , erguvanlar da açmaya başlamış. Eskiden neredeyse İstanbulun bitki örtüsü gibiydi erguvanlar.Martılar çığlık çığlığa motorların , vapurların peşinde karşıdan karşıya gidip geliyorlar. Unutmayın İstanbulun martıları gevrek simit sever.Turistler de alıştı artık vapura binen elde simit doğru güverteye martılara, simit atmaya, onlar da öyle alışmış ki havada kapıyorlar simit parçalarını.

Sonra sonra bi günde okey partisi yaptım.Cumartesi günü Bağdat Caddesindeydim. Biraz da Moda , Kalamış dolaylarında. Kalamışın Kalamış olduğu dönemlerde çok sandalla açılıp açıktan denize girmişlim, çok kürek çekmişliğim vardır. Ha bunları yüz yıl önce sanmayın, değişim çok hızlı ve beni artık korkutuyor. Cadde dönüşü Gamsegamse ile Kadıköyde buluştuk. Akşam yemeği yedik ana -kız. (Eve geldiğimiz de kocam neden yemek yemiyorsunuz diye sorunca da şey , kem küm dedik). Eski kitap satan yerleri dolaştık. 1 ytl ye yıllar önce okumak istediğim bir kitabı aldım. Geyikler Annem Almanya. Ödüllü bir kitap.Nursel Duruel'in. Eskiden Sahaflar çarşısına gidip kitap alırdık Ayselle.

Valla daha ne yaptığımı unuttum desem inanın.



Dün akşam Zeya, Nalan , Ebrucuk, Nurdanacar ve ben Zuz da toplandık. Nuranın kuzeni de katıldı bize. Nalan Dubaiden , şu tarihlerde istanbuldayım dedi ve startı verdi bize. Ne yapalım derken Zuz bende toplanalım yine dedi. İstediğimiz gibi yayılırız. Çok güzel bir gece oldu, tüm buluşmalarımızda olduğu gibi. Gece yarılarına kadar oturduk, yedik içtik, sohbetin dibine dibine vurduk. Ebruuu o kekin tarifini ne yap et çal. Teyzesi bize gönderdiği vişneli kekin nasıl yapıldığını anlamasın diye Ebruyu vişne almaya göndermiş. Muhteşem bir tat. Geri kalanı eve getirdim , şu anda çayıma eşlik ediyor.
Benden bu kadar. Bu gün evdeyim yarın da belki ama Cuma günü Anadolu Hisarında yemekteyim. Cumartesi eski arkadaş buluşması var.

PİPPA İÇİN NOT- Çoğumuz için her zamanki tecavüz haberlerinden biri belki. Bir haber. Ama o birilerinin kızı, arkadaşı ve sevgilisiydi. Bu ülke yolunu kaybeden kızlara yol göstermenin yolunu yıllardır böyle gösteren erkeklerden müteşekkül değil elbette ki , ama varlar ve aramızdalar.