Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

19 Temmuz 2008 Cumartesi

akşam akşam

yani laf olsun , torba dolsun kabilinden bir yazı olacak bu. Aynı dar alanda kısa paslaşmalar gibi bir hayatım var bu günler de. Çok kısa mesafelerde geziniyorum. Mesala dün yine hala görümce muhabbeti yaptık kızlarla. Görümce ile aynı mahallede oturmak süper valla. Geçen sabah dışarı çıkmıştım henüz kahvaltı bile yapmamıştım üstelik , hatta ve hatta kızlarda kahvaltıya dışarı kaçmışlardı. Baktım uzaktan görümcem görünüyor. Beni görünce beklemiş. Dönüşte gel kahvaltı edelim dedi. Balıklama atladım. Kızı Meral de tam kafa dengimdir. Gittiğimde süper bir kahvaltı beni bekliyordu.

İstanbul, dilim taş altına, Allah nazarlardan saklasın, sıcak bile olsa akşamları çıkan hafif rüzgarla tadına doyulmaz bir halde. Hani öle boğucu sıcaklar, insanı daraltan nem falan yok. Yok dimi bana öyle gelmiyor yani. Dün akşam kocam bile geçen yıl bu zamanlar daha sıcaktı diye bir hatırlatma yaptı. Gerçi geçen yıl ben bu zamanlar kirişi kırmıştım İstanbuldan. Ayyy ne güzeldi Ordu ve Niksar gezilerim. Gelirgelmez de Bodruma gitmek kaymaklı ekmek kadayıfı gibi olmuştu. Geri döndüğüm de artık sonbahardı İstanbul.

Tamam hepiniz ağız birliği etmişcesine beni tiye aldınız, bir önceki yazımdaki yemek yapma modumla ilgili. Ama ayol ben size dememdim mi, buğday haşlanmış vardı, sarmaları Naziş sardı, içi de zaten yine dondurucu da vardı. Neyse gün olur devran döner sıra bana gelir.

Gamsegamse tatil için gün saymakta, Nazlı hanımefendiler ise tatilin ikinci yarısı katılacakmış bize:)). Gamsegamse ile biz lastik gibi uzatabileceğimiz kadar uzatma kararı aldık bakalım ne kadar ne yapabileceğiz.
resimler Gamsegamsenin bu günkü Oyuncak müzesi gezisinden. Kahramanımız masal ve çizgi film kahramanları ile



Geçen gün yine bir hoş olay yaşadım blog sayesinde. Kapı çaldı , posta diye bir ses, gerisi yok. Aşağıya indim koca bir zarf. Üstünde ismim yazılı gönderen mavianne yazıyor. İçini nasıl heyecanla açtım anlatamam. Taa Hollanda da beni hatırlamış, lale şeklinde bir yelpaze, şık bir anahtarlık ve esliğinde çok zarif bir kart göndermiş. Çok duygulandım. Ne güzel insanlar tanıyıp , ne güzel olaylar yaşıyorum burada hep daim olsun inşallah.







Şimdi ben kocamla dans yarışması izlemek üzere salona yol alıyorum. Tatsız çıkan kavunun üstüne dondurma koyup servis edicem hehehee. Benim anneannem siz seferberlik görmedinizmi derdi bize:)). Ay kız anneanne nerden görelim deyince de kızardı. Yani hiç bir şey ziyan edilmez , kavun tatsız mı çıktı üstüne dondurma koy, koca pazı yemiyomu, gözlemenin arasına koy ıspanaklı gözleme diye yuttur. Dünden kalan makarnanın üstüne sarımsaklı yoğurt koy , üstüne de azcık kıyma kavur, nane ve kırmızı biber ekle cos diye gezdir üstüne . Kapış kapış yensin. Anneannemin seferberlik tarifleriyle yine aranızda olucam söz:))