Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

29 Temmuz 2008 Salı

Ne güzel bir yağmur yağdı dün gece, umarım bir ara kuvvetlenen sağnak , yine alt yapısı olmayan yerlere zarar verip, insanların canını yakmamıştır. Bu ara bol bol yanan şey canımız zaten. Bazen bir kabus olsa tüm bunlar ve uyansak diyorum. Ama yok kabus gittikçe derinleşmekte.
Cayır cayır yanan ormanlar, sürekli şehit haberleri, AKP davası, kon kon kelebek Ergenekon davası derken Güngören deki patlama tüy dikti. Evinin balkonunda bombayla ölüyor bu ülkede artık çocuklar.
Ben Atatürkün bir sözünü hatırlatıyorum,



Hattı müdafa yoktur, sathı müdafa vardır, bu satıh vatan topraklarıdır.

Herkesin Miraç Kandilini kutluyorum

******************************************************************

Sıra bizim ev de, ev de hayat tatil havasında ağır ağır seyrediyor. Geç kalkılıyor. Geç kahvaltı yapılıyor ve ne çabuk akşam oldu deniliyor. Bu ne kadar çabuk akşam oldu kısmına evin çalışan kısmını oluşturan kocam çok kızıyor. Kızların hemen her gün programları var, ama akşam sofralarında birlikteyiz. Bu genel şaşmaz kural. Sonra dileyen yine dilediğini yapsın. Cunta yok ayol. Haber verilirse akşam yemeğine dışarda kalınabilir. Hatta gelince anne sen ne yaptın diye mutfağı karıştırmak yine serbest.

Tatilimiz 4 Ağustos da başlıyor. İstikamet Kaş ve dolayları. Nalanın diktiği bayrağı teslim alacağım. Henüz bir tatil hazırlığım yok ama. Eskiden bavulu ortaya atar, gelip geçerken bir şeyler atar ya da çıkarırdım. Kitaplarımı az biraz hazırladım o kadar. Ülkede cereyen eden olaylar benim yaşam enerjimi alıyor.

Tatili şimdilik iki hafta olarak planladık. Naziş gelince iş başı yapacak. Şimdilik benden ve bizden bu kadar...