Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

11 Eylül 2008 Perşembe

yağmur ve dilekler

Dün sabah erkenden eve çıkıp gelince de teknik arıza ile karşılaşınca , dünkü yağan yağmurdan, ayağımda terliklerle şıpır şıpır , İlmiyemle birlikte durakta bile olmayan otobüse , üstelik hangi yöne gittiğini bilmeden atlamamızı anlatamadım tabi. Neyseki gideceğimiz yöne gidiyormuş.

Bir kaç gündür İlmiyemle dr lardayız. Şükür , bir sağlık problemi değil konu. Ama her kadının yaptırması gereken kontrollerini birlikte yaptırdık. Aynı gün ve saatlere randevu alıp , birlikte gittik geldik. Kemik yoğunluğu ölçtürdük, mamografi çektirdik , simir testi yaptırdık. E ne yapalım küresel ısınma kapıda:))Adım adım yaklaşıyoruz.

Dün tam dr dan çıkıyoruz şarrrr diye birden yağmur boşaldı; ama ne boşalma sanırsınız gök delindi. Hemen geri oturduk. Bekledik biraz diner gibi oldu, çıktık dışarıya.Yolun karşısına geçtik , taksiye binmek için, ama bilirsiniz İstanbulun taksi şoförlerini, yağmurlu havalarda pek alımlı çalımlı olurlar. Yağmurda yeniden hızlanmaya başlıyordu ki, önümüzden geçen otobüsü durdurdu İlmiyem, ben durmaz , durak değil bura derken baktım zınk diye durdu. Biner binmez yağmur sanki kovadan aktarılıyormuş gibi başladı. Beş dakika sonra durdu, bi baktık yerler bile kupkuru oldu. O kadar yağmur ziyan oldu , rögarlardan aktı gitti kanalizasyona dedim. Toprak çekemedi.

Çocukluğumda ki ,Ordu da yağan yağmurlar geldi aklıma. Yağmur yağıyor ,seller akıyor , arap kzı camdan bakıyor tekerlemesini gerçek sanır. Hiç pencerelere bakmadan eve koşardım. Şimdi her yağmurda aklıma gelir. Her yağmurdan sonra gök kuşağı çıkardı, koştururduk altından geçip dilek dilemek için. Nedir biz de ki bu dilek dileme merakı. Ayselin kulakları çınlasın, mektup arkadaşım hani, bir zamanlar anlatmıştım hikayemizi. Kızıltoprakta yürürken eğer tren geçerken rastlarsak koştururdu beni ,köprünün altına , tam tren köprüden geçerken biz altında dilek dilerdik. Ne dilerdik acaba o yıllarda. Bir de hiç sormazdık dileklerimizi, eğer söylersek dileğimiz yerine gelmezmiş. Sırası gelmişken Ayselle biz birbirimize uzak bile otursak, aylarca görüşemesek bile sık sık telefonlaşır , her sıkıntımızda birlikte oluruz. Annemi kaybettiğim an da bile yenımdaki insan Aysel di. Bir de Aysel ben nerede olursam olayım mutlaka beni bulur. Ben denizi olmayan yerde yaşarken bile ailesiyle birlikte bizi ziyarete gelmiş, bir bayram tatilini birlikte geçirmiştik. Geçen yıl Bodrum tatilimiz de baktım yine kapıda Aysel. Bir program listesi ile gelmişti. Bir dakikası bile boş olmayan. birlikte geçirdiğimiz o güzel günü tatil yazım da anlatmıştım. Ay özlemişim ben onu.

Bu yazı hep iyi dileklerle bitiyor burada çaktırmadan