Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

11 Ekim 2008 Cumartesi

cumartesi notları

Sessizliğin hakim olduğu bir evden yazıyorum höööööö, hatta bi tek bilgisayar ışığı var. Herbikesler gitti, herkesin programı varmış. Neyse kocam gelir birazdan oturur patates oturtmamızı yeriz. Hiç de sevmem , niyeyse Zuz bayılır. Onun yüzünden yaptım O da mangal daveti alınca daha patates oturtmasının yüzüne bakar mı:))

Dün akşam iş çıkışı Zuz bize geldi, gece de kaldı. Geç saatlere kadar oturunca , süreklide yiyip içince bi de çok lazımış gibi kola çekirdek faslı da yapınca evide hallettik tabiki. Sabah da geç kalkıldı mücver istediler haydii onu da yap et derken saat bir de kahvaltıya oturduk. Sonra kahve programı , sonrada duşunu alan evden pırrrr.

Bu akşam için tek planım var o da kanepe ve tv. Hah işte bu kadar tüm cumartesinin özeti.
Dün biliyosunuz okey oynadım arkadaşlarla ayıptır sölemesi gösterge de yapmasam dibe vuracaktım:)). Kocam okeye hamal oyunu diyor koca koca ıstakalarla oynandığı için olsa gerek diyorum , her oyundada aklıma gelip saçma salak gülüyorum. İnşallah ıstakalarla ilgilidir yorumu durun bu akşam sorayım.

Hadi yeter yav bu kadar , gidip patates oturtmasını ısıtayım :)), güne damgasını vurdu nasılsa

şimdi selam faslı
koca yazı bırakıp inşata başlayan yan komşuya,
Ne sattığını anlamak için beni balkona çıkıp baktıran satıcıya , gerçi bakınca da anlamadım ya
yanlış telefon açıp Ebruuu diye bağıran kadına , Ebru kıs senimi çağırıyodu yoksa , çünkü çok bağırıyodu İzmirden duyulmuştur.

Bıkmadan usanmadan mail adresime diyet listesi gönderen ünlü diyetisyene
( Olmaz adını veremem , bi kez verdim adını bu iş ondan başıma geldi. )
selam olsun