Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

22 Aralık 2008 Pazartesi

Hafta başı hafta başı

Hızla başlayan hafta, aynı hızla devam edip yine aynı hızda bitince geriye benimki gibi dağınık bir ev, kazan gibi bir kafa, sızlayan dizler kaldı.

Cumartesi günü Gamsegamse ve ben yağan yağmura aldırmadan evden çıktık. Hoş onunda bize aldırdığı yoktu; de babam he babam durmadan yağdı. Bi gıdım ara verilir dimi yoook hiiiç. Neyse gideceğimiz yere vasıl olduk, Nalan bizden önce gelmişti. Çok hoş saatler geçirdik, yedik içtik sohbetin dibine dibine vurduk. Hani padişahlar , yemeğe gelenlere , yemeğin sonunda hediye verirlermiş,'' diş kirası'' adı altında , hah biz de işte öyle diş kiralarımızı aldık. Yağmur tam gaz devam tabi. Gamsegamse beni Şişlinin orta yerinde ekti. Zati bizim kızlarla birlikte bir yere gidebilirsin ama asla birlikte eve dönme şansın yoktur. Yarı yolda telefonları çalar, oracıkta program yapıverirler.

Pazar günü görümcem aradı neredesiniz yahu dedi, hastaneydi, çocukluk arkadaşıydı, Can'dı, derken 10 gündür görüşememisiz. Hadi gelin dedim. O sırada İlmiyem aradı sinemaya gidelim diye, yok sen gel dedim. Hemen mantarlı, sosili bir pizza attım fırına, patates salatası, brokoli salatası ve anne kurabiyesi eşliğinde çaylarımızı içtik biraz okey oynadık.

Akşam geleneksel pazar akşamı programımızı uyguladık. Kızlar odalarına, kocam spor programı izledi , bende onun yanında kaşur kuşur gazete dergi okuyarak onu gıcık ettim. Gazeteleri ve tüm pazar eklerini okudum. Bitrdiğimde kocam helal olsun reklamlarını bile okudun dedi. - Heee dedim o kadar para verdik zay olmasın)))

Sabah önce Nazlının hastayım anne ne içeyim diyen sesiyle uyandım. Bütün hafta veli toplantısı vardı eve geç geldi. Cumartesi günü gezdi tozdu, dünde Hanuka nedeniyle okuldaydı. Beyaz gömlek giymeleri sitenmiş, hep dışarlarda velilerle falan görüşürken iyice üşütmüş. Sabah erken yine toplantım var , gitmek zorundayım dedi ve gitti. Bi dalmışım , uyandım ki ooo kocam gitmiş bile. Sonra yine dalmışım ki bu kez de vapur düdüklerine uyandım. Nasıl da uzun uzun öttüler. Gamse hemen bilgisayarı açtı İDO seferlerine baktı , bizi ilgilendiren bir şey yok dedi. Ben de kahvaltıyı arkadaşlarımla yaparım dedi, giyindi çıktı. Ay gidim , yatayım bari dedim. Koştum soğumamış yatağıma , yeniden gözüm dalmış, garip garip rüyalar görüyordum ki bu kez de mesaj geldi. Gamse- anne, deniz iyiydi, rahat geçtim. Hadi dedim uyu kızım biraz yahu, sen bu günleri çok bekledin , çalıştığın dönemlerde, ama bu kez de zil çaldı- Alla alla kim bu saate dedim, kargo gelmiş. Yok dedim ısrar etme , kalktım çayımı koydum, mükellef bi kahvaltı ettim. Eh yazımı da yazdım. Hadi bakalım artık ne gele gele