Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

25 Aralık 2008 Perşembe

Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur:)))

Anlatmaya dün geceden başlamak istiyorum. Nasıl olduysa dün gece biz evcek erken yattık. Saat 11.30 gibi falandı. ne kadar uyumuşuz bilemiyorum benim cep telefonumun sesine hepimiz ayaklandık. Arayan yedi bela dokuz katil kuzen Gülden'di. Allah biliyo ya Enişteme bir şey oldu sandım. Ben bu hafta onları da ihmal etmişim meğer, gece yarısı kafasına takılmış, aynen şöyle diyo- sen nerdesin Lale, ne aradın ne geldin, ben zaten hiç bişey anlamıyorum dediklerinden , ev halkı kafam üşüşmüş. Sabah canına okudum ama. Kızım aklına geleni , geldiği andamı yapıcan hayat boyu böyle, gecenin sabahı yok mu dedim. Cevap o saate yatılır mı , oldu. Ne diyeyim. dayım boşuna ona yedi bela dokuz katil adını takmamış.

gelelim bu güne; Biz bu gün gözümüzü Can'la açtık. Artık biliyorsunuz perşembe günleri Can günleri. Gamsegamse'nin de boş günü o gün , özellikle ayarlandı yani. Perşembe günleri şöle anlı şanlı bi kahvaltı hazırlanır. Can Bey annesi ve Zuz teyzesi ile saat 10.30 gibi avdet eder. Genelde uykuda gelir. Onu karşı kanepimize yatırır, kahvaltımızı ederiz. Sonra Berfu ve Zuz 12 gibi giderler. Bize de oynamak kalır akşama kadar. Artık 6.aya girdi , gülünücek şeye gülüyor, ağlanacak şeye ağlıyor. Artık yerli yersiz gülme ağlama yok. Ama bizden gittiğinin ertesi günü annesinin canına okuyormuş kucak kucak diye. Geçen gün babasıyla kaldı adam ev eşofmanlarıyla parka gitmişler. Eşofmanını bile değiştirtmemiş, cayır cayır yıkmış ortalığı. Tüm gün gamze ablasıyla yamadıklarını bırakmadılar. benim odamda dahil olmak üzeretüm yatak odalarını , salonu dağıttılar. Bi yerde biberon, bi yerde diş kaşıma aletleri bi yerde oyuncaklar bıraka bıraka tüm evi gezdiler. Uyku saati gelince Gamse onuda ben yapıcam dedi, aldı kucağına sallamay başladı bi taraftan da eeeeee diyor. ama Can ondan daha çok bağırıyor eeeee ee diye. Nazlı ablası okuldan gelince ona kitap okuma seansı da yaptı. Baya ilgi gösterdi, Nazlı sesleri değiştirdikçe yüzüne dönüp dönüp dikkatle baktı. Akşam 6.30 da Zuz ve Berfu geldiğinde artık pili bitmiş akşam uykusuna haızrlanmaktaydı. Hemen alıp gittiler ki uykuya evde geçsin de rahat uyusun .

Akşam kızlar bablarıyla film izlemek istediler, benimde dizim vardı, o yüzden bana yatak odasının yolu göründü, erkenden pijamalarımı giydim, kahvemi aldım koşa koşa yatağıma girdim. Dizim bitince de hadi bi de yazımı attırayım dedim, nası iyi yapmışmıyım. Gülden aramazssa bu gece deliksiz uyumak gibi bir programım var...

Ah bi de gitmeden, ağacımızı dün akşam nihayet kurduk. Yarinden çıkarmaya, süslerin bulunduğu dolabı eşelemeye çok üşendim nedense bu yıl. Ama yıllardır öyle bir çıngılçıtak birikmiş ki, ağacımız o filmlerdeki albeni ağaçları gölgede bıraktı.