Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

7 Mart 2009 Cumartesi

Bu sabahhh

Erkenciyim bu sabah, herkesi yolcu ettim. Naziş dün akşamdan Zuz'a konuşlandı. Gece yarılarına kadar arkadaşlarıyla takılır, sabaha kadar Zuz la bilgisayar oyunu oynarlar ya da film izlerler öğlen de kalkıp akşam saatlerine kadar kahvaltı yaparlar.

Gamse çoktandır ihmal ettiği ingilizceye yeniden el attı ve bu sabah itibarıyla kursa başladı. Yabancı kaynak takibinde zorlanma iyi oldu O'na:)))

Ben kahvemi içip yazı yazıp bir taraftanda kulağım kirişte Can Beyi beklemekteyim. Randevumuz var yine bu gün. Bizim yatağın üstünde yatıp yuvarlanacağız. O daha çok perdelere ilgi gösteriyor ama olsun, onları ucundan yakalayıp sallamak en büyük zevki. Bi gün kornişler tepemize inebilir. Benimle oynuyor ama kızlar eve geldiğinde çıldırıyor naralar atıyor. Geçen gece Zuz ve Berfu eve çıkarken taa merdivenlerden sesi geliyor dediler. Tek şikayetim gelirken sanırsınız bizim eve iltica ediyor. Bir bavul giyecek, bir bavul yiyecek, bir bavul bavul oyuncak çantası var. Bi de kocaman koltuğu. Acaip bir yayılma politikası uyguluyor yani.

Şimdi gitmeliyim , çay suyu koyayımda Berfu ve Zuz dünden kalan patatesli rulolarla birer fincan çay içip öyle atılsınlar hayata hehehehe