Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

19 Nisan 2009 Pazar

FETHİ PAŞA KORUSUNA YAYILMACA

Dün kaldığım yerden devam edeyim. Nazlı'ya hadi koruda kahvaltı edelim demiştim. Üşenir sanmıştım ama hadi dedi. O dergilerini ve bir Agatha daha aldı yanına ben de kitabımı ( daha önce sözünü etmiştim Oyun kitabımın adı) aldım koruya gittik. Korunun içinden yürüyerek taa Kuzguncuğa kadar indik.
yürüdüğümüz yol

Korunun tam Kuzguncuk çıkışında çok güzel bir Cafeterya ve ona bağlı Resteurant var.
Burası cafeterya bölümü
Burası da resteurant bölümü

Cafeteryaya oturduğunuzda görünen manzara aynen bu dur.

Önce kahvaltılırımızı çayımızı falan aldık, çünkü kahvaltı self-servis. Sonra da açtık kitaplarımız dergilerimizi yayıldık da yayıldık. Bir dalmışız orası dolmuş haberimiz yok. Biz gittiğimiz de saat 11 falandı. Saat ikiye kadar öyle okuduk , kızımla lafladık , hesapta bir iki saat kalıp dönecektik. Ama öğle yemeği hazırlıkları başladı o sıra ve muhteşem kokular gelmeye başladı. Hadi yemeğimizi de yiyelim dedik. Tam yerken artık tanıyorsunuz Onu da Ayşegül aradı , hani çocukluk arkadaşım. Seçim için gitmişti Ordu'ya dönmüş - Lalemmm nerdesin diye bağırıyor. Hadi atla gel çok güzel bir yerdeyiz dedim- kocam da ev de dedi. - Al onu da, yemek de yemeyin gelin dedim. Yarım saat geçmediki arabadan aradılar nerden girelim koruya diye. Vurun Kuzguncuğa doğru deddim:)). Geldiler , Ayşegük ta uzaktan bağırıyor - Lalemmmm ne güzel bi yer bulmuşsın kız diye. Neyse onlarda yemek yediler sohbet gırla falan derken saat dört gibi Zuz aradı nerdesiniz diye , sonra bana niye haber vermediniz dedi. Hadi sende gel dedik O da geldi. Akşamı ettik , çıkışta yine yürüyerek korunun içinden bizim tarafa çıktık. Nazlı kestirmeden götürücem sizi diye bizi dik dik yerlerden tırmandırdı acnımız çıktı. Hadi korunun bizim taraftaki çıkışındaki Cafe- Resteuranta daldık bu sefer de bir saat kadar da Nakkaş Tepe, Çamlıca Tepesi- bir tarfatan da yine Boğaz manzarası izledik çay falan içtik.

Ammaa bu sırada bizim akşam yemeğimiz yok, dünden kalma bir mercimek çorbası ve fasulye pilaki var. Ay uydururuz bir şeyler artık dedim. Eve gelince bir de baktım ki babam gelmiş koccamann bir menemen yapmış bize. Ben de hemen güzel bir erişte haşladım yanına daha ne olsun her gün böyle olsun.

Bu gün tüm teklifleri geri çevirdim, yani gez gez nereye kadar , zaten dünden kollarım bacaklarım ağrımış. Önce hijyen çalışmaları yaptım sonra da yan gelip yattım. Şimdi ev tertemizzzzz, missss gibiiii. Artık haftalık planlarımı yapmaya başlayabilirim:)))

her yıl bir Fethi Pşa Korusu yazısı yazmışım bu da onlardan biri