Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Caddebostan Sahiline yayılmaca

Benim bütün hayalim geç saatlere kadar yatmak, akşama kadar kitap , tv , gazete , bilgisardı. Naziş ve kocam çalışıyorlardı, Gamse kursa gidecekti. Ama telefonum saat 11 de çaldı.- Abla guş, bana kahvaltıya gelsenize diyen bir ses. Elbetteki bizim Zuz. Ben hemen çamura yattım, ben daha yataktayım, her tarafım ağrıyo, mırın kırın mırın kırın. 10 dk sonra Gamse geldi. Hadi gidelim sürpriz yapalım, öğleden sonra benim kendi programım var zaten dedi, doom günü ya.

İyi hadi dedim, Gamsegamse ile koyulduk yola. Üsküdar niree, Çifte Havuzlar memleketi nire. Trafik falan yoktu bi de güzel bir çiçek aldık, pembe bir de kovaya diktirdik onu amanın ne güzel oldu diye diye Zuz'a vasıl olduk. Kahvaltı hazırdı , sucuklu kaşarlı kanepeler mi desem, yumurta salatasımı desem , en sevdiğim tahıllı ekmek kızarmış anlayın gari gerisini.

Bundan sonraki programım kardeşle akşama kadar yayılmaktı. Ama kader de o sırada ağlarını örmekteydi. Zuz'un telefonu çaldı. Arayan Berfu'ydu. Cancan'ın annesi. - Ben Caddebostan'da sahildeyim. Çok güzel hava, Cancan^'la piknik yapıyoruz dedi. Gamse durumu hemen atladı, ben önce oraya uğrarım dedi. Kahvaltısını yaptı gitti. Sonra tekrar telefon bu sefer koroya Gamse ve arkadaşıda katılmış gelin gelin çok güzel demekteler. Çaresiz kalktık, termosa çayı koduk, örtü mörtü aldık gittik kii, orası bayram yeri. Bizimkiler nerede merde derken arkamızdan bir cayırtı koptu. Aynı anda döndük ki, Cancan arabada değil kucakta gezmek için cayırdamakta.


Size kalabalığı anlatmam mümkün değil, herkes çimlere yayılmış, öpüşen koklaşanlar mı? istersiniz, benim anam, ağustosda bunlar ne giyecek dememi gerektirenler mi? dersiniz, ellerindeki çeşitli aletler toplarla çeşitli hareketler yapıp bizi aval val seyrettirenler mi? isterseniz. Sonra bizimkilerin arkadaşı Nihan ve Eş'ide katıldı bize , tabii Gamseler kaçtı gittiler çoktan. Şimdi piknik malzemelerimizi sayıyorum.Çayımızın yanında, günkurusu kayısı, kuru incir, kuru dut, badem , ve kaju, simit. Oldukça organik bir piknikti yani. Can arabasında uyumamakta direndi ama Zuz , ayağımda sallayayım verin deyince yatar yatmaz sızdı. Bir saat öyle uyudu. Akşam sahilden Kalamış'a kadar yürüdük, sonra evli evine köylü köyüne.


şimdi sizi böyle bir manzaradan ve böyle bir pozdan nasıl mahrım ederdim heheheh




Gamse - Anne pastaya gerek yok, bir gün önce arkadaşlarımla yaptık, bu günde yapıyoruz demişti. Ama eve gelirken yok yav dedim , gelenek bozulmasın. hemen bir meyveli bir pasta attırdım aceleden. Gece saat 11 de pijamalı, eşofmanlı bir seromoni yaptık .



Sonra ben sızmışım valla