Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

22 Mayıs 2009 Cuma

Haftanın sonunu ettik de nasıl geçti bu hafta. Valla hiç habersiz geçti. Bi kere ilk üç gün Can'lı geçti. Zuz tatile gidince Berfu'da ondan bir hafta sonra tatile çıkacağından ve de Zuz da o gittikten bir hafta sonra döneceğinden anaaammm ne uzun ne içinden çıkılmaz bir cümle oldu. Neyse işte bu yüzden üç gün Can Beyle alt alta üst üste geçti. Gündüz 12 ye doğru geldi , akşam sekizden önce gitmedi. Doymadık doyamadık.Birlikte yürüyüşler yaptık. Market alışverişleri yaptık. O yanından geçtiği tüm fiat etiketlerini topladı ben yerine yapıştırdım, yırttıklarını sakladım. Market asansöründe pek eğlendik. Üç gün olunca daha bir bağımlılık yaptı. Koca bile izin yaptı. Sonunda perşembe günü bir orkideyle teşekkür edip gitti. Uçakda sağındakiyle solundakiyle , önündeki ve de arkasındakilerle oynaşa cilveleşe gitmiş.

Üç gün elimizi hiç bir işe sürmeyince ev de almış başını gitmiş. Perşembe günü topyekün temizlik vardı. Gamse eve gelince - Can duysa çok alınırdı dedi, gider gitmez böyle bir temizlik yapıldığı için.

Bu günde evde takıldım. Yarın arkadaşlarım gelecek . Şöle zeytinyağlı dolmalar sardım. Avcı böreği yaptım. Ay içli köfte içi hazırlayıp yufkaya sarıyorsunuz işte. Afilli bi adı var heheheh. Sonraaaaa kivili pasta yaptımmmmm. Yoğutlu kabak salatası yaptım bi deeeeee elmalı turta yaptım. Birazdan Gamse eve gelsin hepsini tırtıklamaya kalkacak :))

Bu hafta hiç kitap okumadım , yani okudum sayılmaz diyelim. Haftanın özeti kısaca bu.
Havalar ısındıkça bloglara da rehavet çökmeye başladı yavaş yavaş. Okullar tatil olunca da iyi bir sesizlik çöker. Biz Temmuz ayına kadar İstanbulluyuz. Bitirme sınavları, mezuniyetler, kep törenleri , doğum günleri bizi bekliyor.
,