Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Havalar ısındı ya, blogada rehavet iyice çöktü. Eylüle kadar devam eder bu durum.
Önceki senelerde ben çoktan yaz rotamı belirlemiş olurudum. Ama şimdi rotasısız. Dümeni kırık yelkenliyiz anlayacağınız. Bakalım rüzgar nereden eserse, yelken o yana doğru şişecek.

Bu yaz tamamiyle Gamse'ye endeksli. Ramazan da Ağustosa denk geliyor. Geçen yıl değil ondan önceki yıldı galiba, Bodrum'daydık. Ramazan'ın ilk üç günü, bizim tatilin son üç gününe denk geldi. Aslında keyiflide oldu.Site de iftar yemeği çıktı. Akşam yaklaşırken , lokali işleten çocuk , balkonun altına gelir, bizde mi yiyeceksiniz diye sorardı, ben de yemek listesine göre evet ya da hayır derdim. Oruç tutsak da tutmasak da ramazan da tatil yapmaktan keyif almıyorum. Bu duruma göre, Gamsenin finallerdi, kep töreniydi derken Temmuz ortasına kadar işi var. Ağustos 15 de de seminerler başlayacakmış. Yani çok kısa bir boşluğumuz olacak. O arada ben bir Ordu yapabilirsem ne mutlu bana. Nazlı sanırım arkadaşlarıyla program yapıyor. Kocam ,tatildendöndüğümüz günün ertesi sabahı kahvaltıda, gelecek yılın tatili düşünen biri olarak bu yıl ne yapacak çok merak ediyorum heheheheh.

Bu arada bilmem anladınız mı, yazma motivasyonumu kaybetmiş bulunuyorum. Sayfayı açıyorum bön bön bakıp gidiyorum. Ayşegül'ün Ordu'ya geri taşınıyor olması nedenlerden biri olabilir. Oğlu askere gidince onlar da karı-koca bu arayı Ordu'da ki evlerinde geçirmek için dönüyorlar. Öyle güzel bir evi var ki,balkonunda otururken hayat boyu burada hiç kalkmadan oturabilirim duygusuna kapılırım hep.. Uçsuz bucaksız deniz serilir önünüze, Taaa Rusya'yı görücem sanırım o balkonda otururken. Neyseki O'nun orada oturduğunu hayal edebileceğim. Aysel demişti bana bunu. Ben denizi olmayan yerde otururken bizi ziyaret gelmişti ailesiyle. Artık benimle telefonda konuşurken nasıl bir yerde olduğunu , mutfaktayım dediğinde nasıl bir mutfakda olduğunu biliyor olacağım. Bahçedeyim dediğinde bahçenden görünen manzara gözümde canlanacak demişti. Sonra düşündüm ne kadar önemli bu dedim, daha önce bilinmez bir yerdeydim onun için.

Bu kadar , şimdi kahve zamanı...