Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

9 Haziran 2009 Salı

Şimdi Ordu'da; teyzemlerin balkonun da olsam, denize, limana ve şehrin ışıklarına baksam. Eniştem sağlıklı olsa burası ,Tarabya dese, içeri seslense- Lale ile bana bi kave ama kave yapın dese.

Ben denize baksam bu gün çok güzeldi, çıkmak istemedim desem. Sanki hiç denizden çıkmak istermişim gibi, sahile çıkıp tekrar denize dalmazmışım gibi. Gülden yine ısrar etse, yarın akşam da burada kal dese, bunun için kavga etsek O'nla, İstanbul'da da beraberiz burada da mı? birlikte zaman geçireceğiz desem.

Dayım telefon açsa – sen, üç kağıtçının tekisin, neredesin dese, sonra Hakan arasa - nerdesin oraya geleyim, helva yapalım dese. Bir baksak sülale ben neredeysem oraya doluşmuş olsa. Ayşe, helva tarifini yeniden yazdırsa.


Yüksel arasa ,yarın ne tarafa denize gidelim dese, yine eşek kadar tostlar yapsa. Karısı bu kadar büyük yapıyorsun , öğle yemeğini mi? atlatmak istiyorsun bize, diye takılsa.

Sabahları Yengem kahvaltıya beş kilo patates kızartsa, Dayım siz adam yersiniz valla deyip, herkesten çok yese. Mehmet teyzemlere sadece gençler toplanıyoruz biz de bu akşam dese, teyzemler küsse, o da kıyamayıp tekrar onları tek tek toplasa, azıcık nazlansalar ama yine de süslenip püslenip gelseler.

Pazar günlerini sadece kardeşim(Metin) ve ailesiyle geçirsem, hep kendi kardeşimin tarafını tutsam hehehe. O nereye derse oraya gidelim desem. Arzu ile sabah kahvesi içsem. Burcu ile aynı yatakta sarılıp yatsam. Doğa hala gel seni muayane edeyim deyip ,dr takımlarıyla beni on saat muayene etse uykum gelse.

Şaziye Teyzem ile karşılıklı yataklarda yatıp gece yarılarına kadar sohbet etsek, iyi geceler iyi geceler deyip yeniden konuşmaya başlasak.

Bazı geceler hadi köydeki eve gidelim, orada yatalım bu gece desem, Dayım da hadi dese, palas pandıras köye gitsek.Yolda Evşen arabayı kullanmak istese, teyzemler hep birlikte duaya başlasa. Giderken de herkesi toplasak yine. Sabah taze süt kokusuyla uyansam, çıplak ayakla harmanda yürüsem. Annemi ziyaret etsem- Ah be Anne desem , ne idi bu acelen desem , Bak Gamze'de okulu bitiriyor, bu sene desem.

Sabahnur Teyzem, yine gelirken vitrinde gördüğü bluzu anlatsa, alsamıydım acaba dese, dönüşte alsa. Mecbure Teyzem ne lüzum var dese, ama O da alsa .

Emine Teyzem, Enişten Yağlı yaptırıyo dese, kahvaltıya gitsek, Eniştem evi yağlıyla doldurmuş olsa, Teyzem de geri kalannını elimize tutuştursa, biz de ikindi çayında onları tekrar ısıtıp yesek, ikinci ısıtmada yağlının daha bir güzel olduğunu savunsam ben yine( Yağlı, karadeniz pidesi, Ordu'da yağlı deniyor)

Ben yine A, B, C planları yapsam. A planı deniz, hava kaplıysa B planı köy, hava yağmurluysa C planı- ev ev gezme eşek oynama, okey oynama durmadan yeme içme , kahve içme fal bakma. Orada olmayanların durmak bilmeyen telefonları . Kısacası benim Ordum geldi arkadaşlar. Ama var daha .

Bu yazıda böyle bir yazı olsun, adı özlem olsun



not:Bu yazı Magissa için yeniden elden geçirildi , örneğin Teyzemlerim balkonda olsam cümlesi, teyzemlerin balkonunda olsama, laleyle bana bi kave yapın cümlesi , Lale ile bana bir kahve yapın olarak değiştirildi. Ama bak Magissa bu seferlik ha bundan sonra yine ko gitsin, koyver gitsin :))))