Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

17 Haziran 2009 Çarşamba

Azcık bizim ev ve de son kitaplar

Aslında şu anda bu klavyenin başında değil de, yerden kağıt topluyor olamalıydım. Bu yer sokak değil, bildiğin bizim ev. Gamse'nin sınavları bir gün bitecek diye beklediğim bizim ev. Bu masa örtüsü sürekli yıkamaya gelen bir örtü değil, pilot kalemlerini, dışarda oraya buraya koyduğun çantanı üstüne koyma diye sızlanıp durduğum, şu anda bulaşıkların makineye atılması, lavaboların yıkanması, ve süpürülüp silinmesi gereken bir ev. Akşama yemek yapılması gereken bir ev aynı zamanda da.

Dün akşam Gülden'in teklifini kabul etseydim Beyoğlu'nda kahvemi içiyor olabilirdim şu anda. Ama ta cumartesiye salladım. Çünkü ev şefkat bekliyor benden.

İki tane Aslı Erdoğan'ı üst üste okumak yordu beni. Kafama donk donk vurdu. Bu kadar yalnızlık bağıran hikayeler gerdi beni. Şimdi üstüne hafif eğlenceli bir şey okumam gerek. Geçen gün kocam gel sana kitap ısmarlayayım dedi , yok elimde var bi sürü dedim. Ama yalancıktan tabi, ayak yaptım. O da yemedi zaten bu ayakları. Gel hadi gel dedi, senmisin öyle diyen ben de daldım içeri. Dört kitap aldım. Yazgülü Aldoğan^dan, Kiralık Adam, dikkat edin bu kitap Türkiye de bir sektörün oluşmasına fikir verebilir. İhsan Oktay Anar'dan Puslu Kıtalar Atlası, Seyit Göktepe'den Defter ve Çikolata. Hulki Aktunç , yazarın öykücülüğü için endemik demiş. Biliyorsunuz endemik, yöreye özgü, dünyanın başka hiç bir tarafında bulunmayan canlı demek. Sırf bu yüzden aldım,çok merak ettim. Sonra da Bekarlar'ı aldım, yazarı Henry de Montherland. Bir de benim Ruhdağı'nda okuyup merak ettiğim, defalarca arayıpta kendi kitapçımda bulamadığım Kirpinin Zerafeti var. Yazarı Muriel Barbery. Bu kitabı Gamse'den tüyo alarak Meral getirdi doğum günümde.Okunmak için bekleyen kitaplar rafına beş kitap daha katıldı böylece.


Naziş yıl sonu etkinliklerini bitirdi, karnelerini dağıttı . Şimdi 26 Hazirana kadar sürecek seminerlerde. Ay sonunda hemen Bodrum'a kaçacak. Zuz'u tatil kesmedi Bozcaada planlarında. Bizde hal ve gidişat böyle böyle.

Şimdi bir Ordu kahvesi ile kendime gelip işe atılayım. Yarın karı-koca , Büyükçekmece'ye gideceğiz. Yani cumaya kadar beklemeyin beni:)))


düzenleme-1: Saat üç buçuk gibi Gamse, - Anne hadi ben derse ara vereyim, biraz dışarı çıkalım, dışarda bir şeyler yiyeylim dedi. Yani duramadık yine ev de . Hava da hafif bir rüzgar var, efil efil . Bilmiyorum her yeri böylemi İstanbulun. Yoksa biz biraz Boğazın, biraz Çamlıca'nın mı ferahlığını mı? yaşıyoruz. Yemeğimizi yedik, biraz mağaza dolaşıp geldik.