Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

14 Ağustos 2009 Cuma

uykusu kaçana gazozlu kek))



Geceleri uykunuz kaçınca ne yaparsınız, ben hiç bir şey yapmam gelmesini beklerim. yani ille de uyumalıyım diye çabalamam, kendimi germem. Şimdi olduğu gibi mesela. Kitap okudum biraz da bilgisayar da takılayım dedim. Kitap sitelerini gezdim. İdefiks ve Pandora'dan mail gelmişti, son çıkan kitplarla ilgili onlara baktım. Yine uzun bir kitap listesi yaptım. Haruki Murakami kitaplarını liste başı yaptım. Hiç okumadığım ve bundan dolayıda utandığım bir yazar.

Türkiye de en çok kitabı kadınlar okuyormuş. Hiiiç şaşırmadım. Çünküüü erkekler çok meşgul, dünya gailelerinin hepsi ama hepsi onların başında:))).Benim kocam senede tamı tamamına dört kitap okur. İki tane tatilde, ama hakkını yemeyeyim tatilde elinden kitap düşürmez. Geri kalan iki taneyi de yıl içine dağıtır heheheh. Takip ettiği dergiler vardır. Coğrafya dergileridir bunlar. Çünkü hayıflanıp durur neden kimya okudum diye, coğrafya okusaymış bu konuda ün yapabilirmiş))

Kızlar yaz olunca salonu işgal ederler , hatta bazı sabahlar bakarım ki yatakları bile açılmamış, salonda birer pikeyle uyumuşlar. Sehpanın üstü alabildiğince bardak tabak dolu olur. Size şöyle izah edeyim. Zuz'un sayesinde bizim orta sehpa, salonun kendisi kadardır. Rahat altı kişi etrafında oturup yemek yiyebilir. İşte o sehpada , iğne düşşe yere düşmez yani o kaa dolu olur. Boşalmış abur cubur ambalajlarını saymıyorum bile.

Bu gün Canla çok eğlendik ama o artık sadece uykusu gelince ve acıkınca bana yüz veriyor. Geri kalan zamanda ben tu kaka. Bu gün kocam banyoda traş olurken O'nu mama sandalyesinde yanına oturttum. Nasıl ilgiyle izledi , nasıl kendi dilince bir şeyler anlattı görmeliydiniz.

Cumartesi akşamı Goldmax de Barcelona Barcelona oynayacak, izlemeyenlerin ya da bir kez daha izlemek isteyenlerin dikaktine.Bu önemli bilgiyi de verdim gittim.

not. bir önceki yazımda onca şey yazmışım ama en çok ilgiyi fasulye diblesi çekmiş hehehee. Sırf o yüzden portakallı gazozlu bir kek tarifi ile bitiriyorum yazıyı. Bizim bu günkü ağız tadımızdı.


Gazozlu kek. 4 yumurta, iki bardak şeker, vanilya, limon kabuğu rendesi, kabartma tozu, bir su bardağı portakal aromalı gazoz, yarım bir çay bardağından iki parmak az sıvı yağ, alalbildiğince un, üzeri için biraz ceviz. Çırpın anacım, karıştırın. Kek yapmayı öğretecek değilim burada size. Farkındaysanız zaten, yoğurt süt gibi mamulatın yerini gazoz almış, geri kalanı bildiiin kek. Ama nasıl hafif bir kek oldu anlatamam. İki misli kabardı, apartman gibi bir kek oldu. Ununu da öyle doldurmayın, biraz akışkan olsun ki yumuşacık olsun.Portakal reçeliniz varsa iki kaşık koyabilirsiniz. Hatta yerken üstüne koyarsanız da çok lezzetli oluyor. Hem daha da kalorili oluyor:)))) Can bile yarım dilim yedi. İlk keki oldu hatta.