Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

3 Ekim 2009 Cumartesi

SONBAHAR YAZISI



İnanılmaz keyifli bir sonbahar geçiriyor İstanbul. Üşümüyoruz, sıcaklamıyoruz. Güneş pırıl pırıl, tam da istediğim kıvam da ısıtıyor.

Biraz önce dışardan geldik. Gelince gördüm ki, Ordulu blogdaşım , arkadaşım Aysun Furtun facebook da bana bir mesaj bırakmış. Ordu sonbaharını anlatmış. Göçmen kuşların, Ordu semalarından sıcak ülkeler doğru, göçünü anlatmış. Nasıl tatlı, eski bir hatıra benim için. Nasıl bir güzellik anlatılmaz. V şeklinde kaplarlar gökyüzünü, günlerce günlerce göç ederler. Sonra yunuslar boğazdan geçmek için göçe başlarlar. Bunları anlatmış Aysun. Artık üzerinde koca sitelerin yükseldiği, Duru Göl'e götürüdü babam bizi o zamanlar. Anneme dekorasyon için kamış keserdik. Uzun bir sapın üstünde kahverengi kadifemsi başlıklı bu kamışları annem uzun uzun vazolara yerleştir evin girişine , koltukların yanlarına koyarak müthiş dekorlar yapardı eve. Kuşların sığınak yeriydi Duru Göl. Bazen hep birlikte havalanırlardı , uçak kalkar gibi ses çıkarırlardı. Kekliği, yaban ördeği ne ararsan vardı. Şimdilerde göl çoktaaan kurudu, hatta kardeşim o gölün üstündeki Duru Göl sitesinde oturmakta...:)))


Zuz nihayet yılın son yaz tatilini yapıp döndü. Bizim koltuğun ahşabıyla büyük uyum içindeler, ikisi de aynı renk))). Gece biz de kaldı. Ama iki kız da hastalıktan ve erken kalkmaktan erkenden sızınca benimle idare etti. Birlikte "Dünya Bir Tiyatro Sahnesi"'ni izledik. Zülfü Livaneli konuktu. Kenan Işık konuya seldeki yağmadan girdi. Zülfü Livaneli de yağmanın biz de gelenek olduğunu, padişahların bir yeri fethedince, orada askere yağma için üç gün izin verdiğini söyledi . O yüzden bu görüntülerin onu şaşırtmadığını açık yüreklilikle söyledi.

Sabah baktım mutfak da tıkırtılar var hah dedim , kahvaltıyı hazırlıyorlar ben de kalkayım. Ben kalkar kalkmaz onlar oturdular. Ay keşke kalkmasaydım dedim.
Öğleden sonra Cancan yarım saatliğine uğradı, bir doğum günü partisine gidiyordu. Doymadık doyamadık. Çok şık giyinmişti. Artık tv de sadece futbol olsun istiyor, babasıyla katıldığı futbol dolu toplantılardan dolayı... "Gol! Gol!" diyerek bize zorla spor kanallarını açtırıyor. Aman ne keyif onları görünce , görmelisiniz hem "Gol! Gol!" diyor hem ellerini havaya kaldırıyor.

Akşama doğru acıktık, ne yapalım derken, Gamsegamse ile geçen akşam gittiğimiz kebapçıya gidelim dedik. Burnumuzun dibindeki bu enfes kebaplar yapan yeri biz es geçmişiz yıllardır. Önceki akşam kocam Beşiktaş maçına, Naziş de arkadaşlarıyla dışarı çıkınca, ikimiz gitmiştik Gamse ile. Çıkarken ustaya teşekkür ettim valla, enfes patlıcanlı kebabından dolayı. Bu gün de Naziş, ben ve Zuz gittik. Kocam artık iki aylık tatilden sonra hafta sonları mesaisine başladı. Göğsümü gere gere tavsiye ediyorum, Bağlarbaşı'ndaki "Kardeşim Kebap" aklınızın bi köşesinde olsun. Dışarda da yemek yiyebileceğiniz yeri var. Biz zaten hep dışarda yiyoruz. Fiyatları için Zuz, şaka mı dedi. Öyle de fiyatları makul yani.


Yemekten sonra Zuz bizden ayrılıp kendi evine gitti. Naziş'le biz de alışveriş ede ede eve geldik. Gamse yolda arayıp sinemaya giriyoruz şimdi dedi. Oh dedik akşam yemeğine bir kişi kaldı, karnı doyurulacak. Zaten bir paket de eve hazırlatmıştık.

Naziş geçenki yaptığın tatlıdan yap dedi. Tatlı yine benim uydurmasyonlarımdan biri, hanımeller negritayı alın, bu yeni çıkan bir bisküvi çeşidi.Yoğun kıvamlı bir çikolata kreması var arasında, biraz kurabiyemsi ve rulo şeklinde yapılmış da dilimlenmiş görüntüsü var. Yarım kg sütle , bir paket vanilyalı pudingi pişirdim. Puding pişerken bisküvileri süt ile iyice ıslattım, servis tabağına dizdim. Pişen pudingi , bisküvilerin üstüne kaşık kaşık döktüm. Soğuduktan sonra buzdolabına koydum. İyice soğuduktan sonra servis yapıyorum. Tadını parfeye benzettiler.

Umarım keyifli bir cumartesi olmuştur sizin için de, devamında gelen pazar da aynı keyif içinde devam etsin...