Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

16 Kasım 2009 Pazartesi

pazartesi neşesi


Bu resim biz de yoktu, biraz önce geldi. Şunlara baktım, manzaraya baktım iyi oldum. Yer Nezahat Gökyiğit Botanik Parkı.


Bu sabah yatakta çay keyfimi yaptım tam 8 gün sonra. Kitabımı okudum. Sonra Babam seslendi, çay hazır diye kalktım. Tulum peyniri ve susamlı çubukla kahvaltı yaptım, ağzımın tadı yerine gelmiş, yaralarıda geçse tam olacak.

Biraz önce çaktırmadan pazara gittim:)))yağmur çiseliyordu. Hemen sokağın başından bir şeyler aldım geldim. Hafif başım döndü.Hala öksürük var çatal çatal ama nasıl razıyım buna. Darbe sonrası izler bunlar :)))

Akşama hamsili pilav yapacağım. Hamsileri temizlemek Babamdan diyordum ama bir baktım gitmiş:)))


Evi ben dağıtıyormuşum galiba heheheheh, ev hiç dağılmadı, tozlanmadı, kirlenmedi. Şaştım ben bu işe. Dün küçük çapta bir temizlik yapıldı o kadar. Fekaaaaat kendimi çok bi takdir ettim bu zaman zarfında. Hastalık sırasında dondurucudaki stoklar ne kadar işe yaradı. Haşlanıp kavrulmuş ıspanağın üstüne yumurta kırdılar sadece. Hazırladığım domates biber sosunu bifteğin üstüne döküp fırına verdiler, kalan sosun üstüne bulgur koyup bulgur pilavı yaptılar yanına da. Haşlanmış olarak buzlukta bekleyen yeşil mercimek, yine hazır duran harcın üstüne dökülüp çorba oluverdi. Yani bu tür karagün hazırlıkları sadece gezmekten vakit bulunmadığı günler için değil asıl hastalıkta işe yarıyormuş:))) Benim amacım gezme günleri için olsa bile .

Şimdilik pazartesiden bu kadar . Ara ara küçük notlarla gelebilirim her zamanki gibi.