Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

26 Kasım 2009 Perşembe

SİS


Bir kaç gündürkü manzaramız aynen budur. Dün gece yine sabaha kadar vapur düdükleri öttü. Bayram sonuna kadarda sürecekmiş.Görüş mesafesinin sıfıra yakın olduğu yolculuklar yaptım. Berbat bir şeydir, belirsizlik içnde yol almak. Öyle pencereden izlemeye benzemez. Bir kaç yıl önce konvoy şeklinde Karadeniz gezisi yapıyoruz. Yolumuz Ordu- Akkuş üzerinden Tokat'a doğru.Tekkiraz yaylasına geldiğimizde sis bastırdı. Peşpeşe dört araba falanız. Biz önde, arkamızda ise Kuzen Ebru'nun arabası var, sis içinde ilerliyoruz, sis lambalarımız da yanıyor. Telefonum çaldı , arayan Ebru. Neredeyse tampon tamponayız , lambalarımızı dahi göremiyormuş, nerdesiniz diye soruyor. . O yolculuğumuzu hiç unutamam. Sis içinde kilometrelerce yol kat ettik.

Bir keresinde de hiç unutmam. Uludağ'dayız. Çocuğum daha. Biraz ayrıldım Annemlerin yaanından, birden sis indi, ben ciyak ciyak bağırdım. Sesimden buldular beni.

Her sis olayında Tevfik Fikret'i hatırlarım. Tevfik Fikret'in ''Sis'' şiirini bilmeyen var mı?. İstanbul'a lanet okur o şiirde. Tüm şairlerin kızssalar bile güzelleme yaptıkları İstanbul'u nasılda tiksinç nefretlik bir şekilde anlatır.
Ankara'nın en güzel yanı, İstanbul' a dönüşüdür diyen Yahya Kema'li de analım bu arada. Hey gidi Mehmet Karakuş Ed. öğretmenimiz. Yaşıyorsan kulakların çınlasın, yaşamıyorsan nur içinde yat. Nasılda dersin içine çekerdin bizi, ağzının içine baktırırdın.

Aslinda bayram yazısı yazmak için oturdum buraya ama perdeleri açınca bu yazı çıktı ortaya.

Not- teşekkürler Beşiktaş, sayende kocam dün akşam çok mutlu oldu:)))