Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

29 Aralık 2009 Salı

ben yaptım ben yaptım ben yaptım:)))



Bu yıl ki kapı çelengimi kendim yaptım.Tamamiyle el ürünüdür.çemberi, eski makarna süzgecinin dış çemberi. Çevresini eski kullanmadığım bir fularla sardım. Korudan topladığım çam kozalaklarının üstüne sprey vernik sıktım. Bir saat beklettim. Sonra silikon tabancasıyla çembere yapıştırdım Mor, paket kurdelesini de üstlerinden geçirdim. Üstündeki kırmızı meyveler geçen yıl Naziş'e gelen bir hediye paketinin üstündeydi. Onları da silikon tabancasıyla yapıştırdım. Çam ağacımızın alt dalındandan bi tane kesip araya yeşillikler yaptım( ben keserken pek bi feryat etti ev halkı. , yine ağaçtan iki üç çan yürüttüm alın size anlı şanlı kapı çelengi. Bizim meraklı kapıcı yine inceledi bu gün biraz yerinden kaykılmış. Kurdele yan dönmüş:))) Nasıl meraklı bişi anlatamam. Bazen kapıya yapıştırdığım şeyleri çıkıyomu diye çekerek kontrol eder:))) Bir yere giderken nereye gittiğini sorar, yanındakinin kim olduğunu sorar . Neyse işte dün gece hem ezel izledim hem faaliyet yaptım. Anladığınız üzre kariyerde yaparım çocuk da hem de iki tane hehehehehhe.

Şu anda bizimkiler içerde Zuz'un çakmağına gaz doldurmaya çalışıyorlar. Yokluğumu henüz farketmediler. Çay saatine kadar bir yazı attırayım dedim de...


Bu gün postacı kapımı çaldı yine , mavianne den kankimden hem yeni yıl kartı hem çok şık bir kese geldi, günümü pespembe yaptı.


Sonra kapı çaldı üst kattaki hiç tanımadığım komşu şahane bir aşure getirdi, ağzıma tat kattı. E çok güzel bi gün oldu.

sabahın körü

Sezen Aksu Zor Yılları söylüyor ...

Kozmik Odanın üçüncü aranışı sekiz saat sürmüş...iyi , ikinci aranışı 28 saat sürmüştü...

Sanki yabancı bir memlekette gibi, olayları dışardan izliyorum... dün akşam koskoca profösör bile anlayamadığını ve , yabancılık duygusu çektiğini söyledi...Hah dedim ya , demek ki yalnız değilim....kendi ülkemizde , fransız olduk..

Ayfer Tunç'un Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Kısa Tarihine başladım dün gece... Buket Uzuner'in İstanbulluları gibi başladı ... Kitap kahramanlarının hayatlarına geri dönüşlerle... karakter sayısı 300 müş...henüz çok başlardayım , elli sayfa falan ancak okuyabildim...Türkiye panoraması...


Akşam Zuz yemeğe gelecek...

Sabah beş buçukta uyandım, kızlar sırayla gitti... Ada çayı içtim..şimdi de uykum var...şarkı bitsin yatıcam...