Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

17 Şubat 2010 Çarşamba

Bahar Bacağını Salladı:))

Hayat akıyor, patada kütede. Bu haftaya Naziş raporlu başladı, cumaya kadar evde. Biz de anne -kız keyifleri yaptık. Kek yaptık, mercimek köftesi yaptık, az yapmışım herkes eve gelene kadar bitirdik. Daha doğrusu Dr Ötker den denedik, aciil ihtiyaç da çok iyi ama arkadaş yedi sekiz köfte ya çıkıyor ya çıkmıyor. Sonracığıma film izleyemedik hehehe çünkü biz ne izleyeceğimize karar verene kadar canımız film izlemeyi ,istemez hale geldi.

Bu gün Naziş bir ara okula gitti, tiyatro oyunları için kostümlü prova varmış. Kızım kraliçe olacak , tahta oturacak:)) Ben de okey grubumla buluştum. Yemek yedik önce sonra oyuna oturduk. Derken oldu akşam .

Gamsegamse ile görüşemiyoruz, dün sabah beş dakika gördüm okula giderken akşamda geç geldi beş-10 dakika sonra yorgunluktan sızdı. Sabah -ben uyanamadım-Anne gidiyorum dedi , şimdide henüz gelmedi...

Asi ...Asi, bitti. Okurken yanı başımda Asi ırmağı çağladı sanki... içimde korkunç bir Antakya'ya gitme arzuzu var. Ayla Kutlu yazarken sanki Antakya tablosu çizmiş. O sokaklara birlikte girdik çıktık. Evlerin her odasına girdim, perdelere dokundum... tekrar teşekkürler Balkahvecim bu kitapla beni buluşturduğun için. Bu akşam bir dizim var sonrasında, Ece Temelkuran'ın ''Muz Sesleri'' ne başlıyorum.

İlk cemre düştü gözlerimiz aydın. Bahar bacağını salladı yani. Kocamın amcasının karısı; Bedriye Yenge kulakların çınlasın emi... O'nun lafı bu cemre düşünce, bahar bacağını salladı der. Nazlı gülmekten yerlere yatar bu söze.

üstteki resim sufi için. Taflan ağacı.

Yarını tamamiyle Cancan'a ayırdık. Bir haftadır görüşemedik, nasıl özledik nasıl anlatamam.

Eveeet bu günlük de bu kadar , keyifli bir akşam olsunnn...