Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

11 Mart 2010 Perşembe

Hayat bir sudur.

Boğazım çok acıyor, dün akşam yaptığım kola, çay, şarap , kola ,şarap, çay, elma suyu, çay sıralamasından olabilir mi?Buradan da anlayacağınız gibi iyi içerim...Ya da dünkü okey partisinde uğradığım hezimet olabilir mi, bu kadar hararetin nedeni?

En dayanamadığım şeylerden biri çayın ziyan olmasıdır. Zuz da dün akşam bir kova çay demlemiş. Soru- kaç kişi çay içiyor. Cevap- bir kişi, Zuz ve Ece'nin içtiği birer bardak çay dan bozma şeye çay denirse.

Dün akşam Zuz'da toplandık. Ece, Marmarisli Serpil, Berfu, Zeya ve ben ve yarım saatliğine Naziş , çünkü yarım saat sonra uyudu. Yine çok sohbetli , şamatalı bir gece olduğunu söylemeye gerek yok. Hatta Zeya'nın önderliğinde üç ay gecikmeli ama bizim iki gün sonra olacağını sandığımız bir doğum günü bile yaptık Ece'ye. Zeya önde , elinde pasta , ben arkada iyiki doooodun Eceeee diye bağırıken Ece'nin ve Serpil'in yüzünü siz olmasa da Ece görmeliydi. Şaşkın şaşkın , noluyooo ben nerdeyim bakışıydı:)))

Ev sahibi Zuz son dakika golünjü atıp belim incindi deyince iş benle Zeya'ya kaldı bütün gece , O' da koltuktan şu şurda bu burda dedi...

Gecenin sonunda , herkes evine dağılınca , Zuz da artık Suna Pekuysal gibi yürümeye başlayınca , sıcak duş ve masajla ağrı kesici, kas gevşetici bir jel sürüp onu yatağa soktum. Sabah beşte de kalkıp , Bursa'ya gittiler , Berfu ile. Sonra naziş uyandı, ona tost yaptım , okula gitti. Sonra temizlikçi kadın geldi O'na kapıyı açtım derken yeterin dedim evden çıktım. Dışarının serin havası bana bir iyi geldi. Tren yolu boyunca yürüdüm, elimde de ağaçtan kopardığım bir defne yaprağı. Artık bahar geldi ya, benim ceplerimden bol bol defne yaprağı çıkar. Bayılırım kokusuna. Neyse yürüye yürüye tam İstasyon caddesine geldim ki, İlmiyem faltaşı gibi açılmış gözleriyle karşıdan gelmekte. Bu saatte ne işin var burada dedi. Biraz ayaküstü sohbet ettik ve oracıkta cumartesi için plan yaptık. Yarın da Beyoğlu ekibimle buluşuyoruz işallah maşallah.