Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

10 Haziran 2010 Perşembe

Cuma yazısı

Dün güne yeşil çay ve Kasabanın Yenisi adlı film ile başladım. Bridget Jones filmlerinden tanıdığımız Renée Zellweger'in bir filmi... Algıda seçicilik var ya, bu da bir başarı hikayesi. Üstü açık arabalara, şık kıyafetlere, yüksek topuklara alışık kariyer sahibi kızımız, Amerikanın tee öbür ucunda , karlar içindeki bir kasabada ki batmakta olan fabrikayı kurtarmaya gitti. Gitmişken hem fabrikayı kurtardı hem de kasabanın en yakışıklısını kaptı... Önce ondan nefret eden kasabalı onu çok sevdi falan... Kötümüydü, valla değildi.Ama çok bilindikti...

Sonrası Cannn Cannn Cancan...Bizi ısırdığı yetmiyomuş gibi sokak da , scooter kavgası yaptığı iki arkadaşını da ısırdı... Nasıl da kaşla göz arasında yaptı anlamadık o kadar insan...Hele o ne olduğunu anlamadan saf saf kollarına bakan çocuklar... Anneler eve losolin almaya koştu, ben mahcup:( Bi balkondan kayraa kayraaa diye çağırması yok mu, hem çağır hem ısır çocuğu... Hiç istifini bozmadan oynadı oynadı...sonra baktım evin yolunu tutmuş, merdivenlerden çıkıyo...Eve gelince de çuuuba dedi... yani çorba. O öyle, var mı yok mu demez, küpte der, pile-pilav- der, çuubaa der... senin vazifen onları vaktinden önce tedarik etmendir))))

Akşam Malum Aşk-ı Memnu izledik tek atraksiyon Ednan 'ın Bihter ve Behlül'ü taş evden aramasıydı... En atmasyon olaysa, Beşir'in çektiği görüntüleri taş vede çekmiş olmasıydı. Nası ya, Beşir atladı Riva'ya gitti, Evi de biliyodu zaten:))) kapıyı açtı, onlar yataktayken görüntüleri çekti. Bi kerem o görüntüleri, köşkün bahçesindeki serada çekmişti:))). Aşk-ı Memnu'nun son bölümü canlı çekilecekmiş, eğer Bihter'i intihar ederken canlı canlı izlemek isterseniz biletler 500 TL anacım... haber vermedi demeyin. Ama ben şahsen pijamalarımı giyip, ayaklarımı sehpaya uzatıp, elime de dondurmamı alıp öyle izlemek isterim...

Bu gün kü programım akşama doğru başlayıp, yarın akşama kadar sürecek uzun bir program... Kuzenlerle Beyoğlu buluşması. Gülden'le iki saat cebelleştik telefonda... gel şeöyle doya doya oturalım diye akşamdan askıntı oldu yüz kez yok dedim ama sürpriz yapıp gidicem... Aslında cumartesi programı başkaydı ama o önümüzdeki hafta kaldı...

Böyle işte... bu gün dondurucuya biraz nevale stoklamalı , bu hafta sonu pazartesiye kadar hepimiz yoğunuz... girip çıkıp yemek için, acıktıkça atıştırmak için atıştırmalıklar yapmalı...