Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Halide ile başbaşa

Bu gün Kızların ikiside KPSS sınavına girdiler... Çünkü bir sene aldığınız puan üç yıl geçerli oluyor... alternatifli düşünmek babından ellerinde böyle bir şeyin bulunması gerkiyor...Hayat nelere gebe bilinmez...

Gelelim sadede... İkisinin de sınav yeri biri bağda biri dağda olunca:))) biz de Karı-koca paylaştık Kızları... Çünkü sınavlar iki oturumda yapılıyor ve iki oturumun ara süresi üç saat... yani üç saat boşlukta evin yakın değilse deli dana gibi gez... bir yerlerde otura otura toton ağrısın...işte böyle bir durum... E hadi bu üç saate canları sıkılmasın eşlik ederiz diye biz de düştük yollara... Koca ve Naziş Beylerbeyine ... Gamse ve Ben Ümraniyeye gittik... Ben Halide'yi çantama attım... Gamse sınava girdikten sonra süper bir yer buldum kendime... Okulla aynı sokak da bir cafemsi, pizacımsı, börekcimsi bir yer... dışarda da yeri var... içerde de ...oh ne ala bundan iyisi mualla dedim dışarda bir yere sotelendim... çayımı söyledim kitabımı açtım... sonra öğrendim ki... arkada üstü kapalı bahçeleri varmış... hemen oraya geçtim... oooh tarafik gürültüsü falan da yok... gömüldüm kitabıma... garsona sen ara ara çayımı tazele bir saat sonra falanda bana bir tost getir daha da elleşme dedim...



Kitabımı tekrar açtım... dakka bir gol bir Özbekler Tekekkesinden girdi... bu Tekke hemen benim meşşuur korumun yanı başındadır... yolumu ara ara özellikle önünden geçirirm... çoğu kez de İlber Ortaylı'ya rastlarım hatta... Özbekler Tekkesi ile ilgili bir yazım vardır okursanız aha burada... Bu Tekkenin en büyük özelliği Kurtuluş Savaşı sırasında Anadoluya geçecek olan kuvvacıların burada barınması ve Anadoluya silah sevkiyatının buradan yapılması... Halide Edip Adıvar'ın Tekkeyle ilişkisi de bu yönde...
Sonra Halide Edip Adıvar'ın çocukluğunun bu bölümü bizim şimdiki oturduğumuz mahallede geçiyor... Atıyla nasıl Bağlarbaşı sokaklarında gezindiği anlatılıyor... Hep tanıdık bildik yerler... Sonra kitapta ki Mor Salkımlı Ev'in yeri yine Beşiktaş'da elim koydum gibi bulacağım yerde... Böyle olunca kitap beni bir sardı bir sardı... anlatamam... Bu arada garsonun getirdiği pabuç kadar tostu da yedim... baktım çıkış saati gelmiş... Ben keyif çatarken Kocamın canı sıkılmış... Beylerbeyi - Çengelköy arasında gezinmiş durmuş... Çınaraltın'a falan gitmiş ... duramadan aradı ne yapıyosun diye ay konsanrasyonumu bozuyosun , otur bir yerde dedim... Akşam elinde bi sürü dergi ve gazeteyle geldi O da... Sınav iyi geçti dediler... Onlar için farkeden pek bir şey yok biliyosunuz zaten...ama yine de bi heyecan yaptılar:))) Ben sonuna kadar beklemedim sınavın ikinci oturumdan sonra geldim ama Kocam beklemiş ...
İşte günün hikayesi de böyle... yarın büyük gün ... Cancan'ın doğumgünü:))) kutlanmaya en değer gün bence:)))

Üsküdar için soru soran Adsız arkadaş için not:
Üsküdar'a geçmişken mutlaka Kanaat Lokantasına uğramanızı öneririm... Tektir başka şubesi yoktur... Osmanlı yemeklerinden örnekleri vardır... Times Dergisine bile konu olmuştur... yalnız kredi kartı geçmez haberiniz olsun... Üsküdar'a geçmişken mutlaka Kuzguncuk sokaklarında dolaşın... ve üç büyük dine ev sahipliği yapan Kuzguncuk kültürünü yakından görün. Çok şirin cefeleri vardır... Bir çok yerli diziye plato olmuştur... Perihan Abla sokağı ve Ekmek Teknesi fırını buradadır.. . Hemen çarşı içindedir... Hava güzelse Çengelköy çınaraltında mutlaka çay için.... ve Fethi Paşa Korusu içindeki tüm köşklerde yemek yiyebilirsiniz... Köşklerde hem kaliteli yemek hem nezih ortam vardır ve fiatlarda çok iyidir... Çünkü parklar ve bahçeler müdürlüğüne bağlıdırlar... çok fazla kar amacıyla işletilmezler... Koruya hemen iskeleden Kuzguncuk yönüne doğru giderken giriş yapabilirsiniz...Bir de Fıstıkağacı yönü girişi vardır ama bunun için Bağlarbaşına doğru çıkmanız gerekir...

İskeledeki Camii avlusunda güneş ışığı ile saate bakabilirsiniz... Duvardaki büyük çivinin gölgesi tam saati gösterir... buna benzer bir şey de Cunda Adasında vardır hatta...

Şu anda Marmaray çalışmalrı yüzünden malesef meydanın güzelliğini göremeyeceksiniz...
Umarım güzel bir gün geçirirsiniz...