Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

12 Temmuz 2010 Pazartesi

sanki gidiyoruz...

Yazmadığım günlerde iki doğum günü kutladık... Biri Zuz... asıl doom günü bu gün ama erken kutlama yapıldı hafta sonu... Kardişimm biryaş daha büyüdü ... neyseki bünye itibariyle büyüdükçe güzelleşiyor:))İyiki doğdun kardeşimm iyi ki varsın... iyi ki benim kardeşimsinn...

İkinci doom günü Cancan'ındı... Biz kendi halinde yuvarlanıp giden dört kişilik bir aileyken ... azcık yana kaykılın bakim... deyip kendine yer açan ... üstelik de kocaman yer kaplayan Cancan'ın doğum gününü kutladık dün kocaman bir partiyle... Hayatımmm ... canımın içi içi :))) iki yıldır hayatımıza kattığın her şey için bin teşekkür sana ... koltukların altından hep topların çıksın... Duvarlarda parmak izlerin olsun...sandalyen hep baş köşede dursun... hep bir şeylerini unut giderken ki senden sonra kokun kalsın bir dahaki gelişine kadar....

Evettt sonunda gidiyoruz... daha önce hiç görmediğimiz ... hiç aklımızda olmayan bir yere... Sadece TRT1 in köşebucak Türkiye programında görüp aşık olduğum Amasra'ya... Umarım sever bizi Amasra... biz O'nu kesin severiz de...Bir de oralara kadar gitmişken bir Safranbolu programı var görülecek yerler listemizde...Ta mayıs ayında gidecektik karı-koca ama olmamıştı hadi bakalım eğer kısmetimizde Safranbolu varsa ballı lokma tatlısı olacak... Bu tatil kısa tutulacak çünkü Naziş'in ta şubat ayında biletini almış aldığı THE CRANBERRİES konseri için eli mahkum dönülecek...