Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

23 Eylül 2010 Perşembe

günlerden dün bi de bu gün

Dünün en güzel yanı akşamıydı... Ebrucuk ve Zeya ile bir Hümeyra akşamı yaptık... Hümeyra'nın o çiçekli , çizgili ev havası taşıyan kanepeli koltuklu ortamını çok seviyoruz biz...Bol sohbetli, çol gülüşlü ve karanfilli sigara kokan bir geceydi... geceydi diyorum çünü Hümeyra'nın neredeyse son müşterileriydik hatta bize hizmet veren garson iyi geceler dileyip evine gitti:))

Ben akşama Alkım'da bir kitap turu ile başlayıp, Leylak Dalının sayfasında sözünü ettiği Ayfer Tunç'un son kitabını alacaktım ama ufak bir kimlik kartı krizi yaşadık evde. Malum biz 80 ihtilalinin öncesini ve sonrasını görmüş insanlarız... ne kontrollerden ne aramalardan taramalardan geçtiğimiz için benim Kocam hala bu travmayı yaşar. Köşedeki bakkala bile kimliksiz gitmez ve evden çıkan herkese kimliğini aldın mı? yanında mı? kontrol et der. Ben de dün akşam rutin sorgulanmam sonucu, kimliğimin cüzdanımda olmadığı anlaşıldı... Ben çıkayım S.S.K kartım var, vergi kimlik kartım var dedim ama yok olmaz dedi... evi alt üst ettik, olamayacak tüm lüzumsuz yerleri, kullanmadığım çantaları bile aradık. Normal insanın kimliği hep cüzdanında olur ama bizim evde her an birine kurye, kargo geldiği için , benim kimlik hep ortalarda gezer. Sonunda cüzdanımdan çıktı hem de elli kez baktığımız cüzdandan ama o kimliği ben o cüzdanın orasına nasıl sığdırmışım hayret edersiniz...

Eve geç döndüm tabi, sokaklarda in cin top oynamaya başlamıştı... havalar soğur soğumaz herkes eve çekildi, pencereler kapandı... o uçuşan tüller, açık pencerelerden gelen müzik sesine karışan insan sesleri, kaşık tıngırtıları , sonuna kadar açık tvlerden gelen sesler yok artık.Okullarda açıldı, erken kalkılıyor tabi.

Bu gün cancan günü... Market işini ve park işini yaptık... geldik koca bir tabak mercimek çorbası içti, ben çorbasını yedirirken O' da habire ekmek doğradı içine... biraz da süt içti uyudu... umarım biraz uzun uyur çünkü ben de biraz yanına gidip yatacağım.