Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

4 Kasım 2010 Perşembe

dün bu gün ve Son Kara Kedi

Hava missss
Üsküdar, Matmaray yüzünden hala ama hala karışık... tam 3 yıldır bu rezilliği çekiyoruz...Sefasınıda süreriz inşallah diye bekliyoruz...

Motorda bir martının ta yukarlarıdan süzüle süzüle gelip denize dalıp ağzında balıkla çıkmasını hayretle karşıladım...Ama ta yukarlardan gözüme takılmasındaki hikmete de şaştım...

Kabataş'a çıkınca gözüm hala kocaman ayısına sarılarak gezen kadını arıyor ama bir yıldır ortalarda yok..

Kabataş iskelesine gelince ilk duyacağınız koku iskeledeki seyyar köfte ekmek arabasından gelen köfte kokusudur. Bir kadın cıcır cızır köfteleri arabada kızartıyor, Kocası da hemen yan tarafına koydukları bir kaç küçük masaya servis yapıyor. Masa dediysem küçük portatif sehpalar ve taburelerden oluşuyor. Bir kaç adım yürüyünce de sucuk ekmek kokmaya başlar... Ada vapurundan inen turistler buraya çok meraklıdır...

Motorda önümde oturan kara çocuğa finükülerde de rastlayınca olabilir dedim... Ama hareket etmekte olan asansöre son hamlede binince ahada patlıyoruz mu ne dedim... İndi hızla kaybolunca yuh dedim kendime iyice paronayak oldun, sonra Sıra Selvilerde Carefourdan çıkıp karşımda görünce yerlerde paket aramaya başladım... Paranoyanın geldiği son noktadır bu ki hiç böyle biri değilimdir. Sanırım son Taksim olayı böyle düşündürdü. Geçtiğimiz pazar akşamı Gamse ile akşam geç saatte eve dönerken akli dengesi bozuk bir çıktı karşımıza... kendine kendine konuşuyor gülüyor değişik hareketler yapıyor falan, Sokakta da bizden başka kimse yok...biraz tırstık.. aynı yönde de yürüyünce tabi haliyle... Gamse eve gelince- Baba , Annem korktu dedi ama Babasının cevabı da - Annen hiç bir şeyden korkmaz ki, ben hiç görmedim oldu. Aha ha dedim bu da sana kapak olsun... Ama neme lazım dün biraz korktum... Kafamda robot resimler falan çizdim.

Dünün Öğle yemeği Kızılkayalarda ıslak hamburgerle geçiştirildi çünkü akşam yemeği Teyzem'de yenmek üzere planlanmıştı... Teyzem'in yardımcısı pişirmişti yemekleri... Kendisi Gürcü ve hiç Türkçe bilmiyor. Sadece otuu diyor yani sen otur bir şey yapma...Gülden'le bizim de canımıza minnet zaten bir güzel otuuuduk... Eve , akşam arkadaşlarıyla İstiklal Caddesinde daha doğrusu Tünel'de buluşan Naziş'le döndük... İtalyan Caddesinden inelim aşağı dedim... tıkkırı tıkkırı inip tramvaya binip iskeleye geldik. Üsküdar'da - pasta fırınına girdik.. . Burası gerçek bir pasta fırnıdır. Hani şu koca koca reçelli kurabiyeler, turtalar, ay çörekleri, Paskalyalar, acıbademler yaparlar... Bir kurabiyeyi ben dörde bölerim mesela zaten tane işi satılır.Hah işte öyle bir fırındır... Eve gidince çay içeriz dedik, öyle bir ayaz çıkmıştı ki, gündüzün aksine...


Yeni kitabım SON KARA KEDİ... okurken bir çocuk kitabı okuduğunuzu düşünebilirsiniz...Ama aslı batıl inançlara, ayrımcılığa, dışlanmaya, önyargılara karşı yazılmıştır.Arka kapak tanıtım yazısında; geçmişten şimdiye kadar kanamakta olan bir yaraya parmak basar. BU NEREDEYSE HER TOPLUMUN HAFİF YA DA AĞIR BİÇİMDE YAŞAYABİLECEĞİ BİR DURUMDUR. EVET SÖZ KONUSU OLAN ŞEY, AYRIMCILIK VE ÖNYARGILAR YÜZÜNDEN ÖTEKİNİ YOK SAYMAKTIR.Yazarı; Evgene Trivizas

Bu gün Cancan'la birlikteyiz. Biz çoktan çorbamızı içtik... marketimize gittik, pastahanesinden sevdiği kurabiyeleri alıp parka gittik, oynadık kaydık , eve geldik , süt içtik, kule yaptık ve uyuduk bileee.

Yarınsa büyük gün Babam geliyor... her gün arayıp, şunuda alayım mı bunu da alayım mı diye soruyor. Kızların tek istediği çocukluklarından beri bayıldıkları o incecik , kıymalı pideler.Tüm özlediğimiz sevdiğimiz lezzetleri de peşine takıp geliyor bizim göçmen kuş... Çünkü havalar soğurken gelir, ısınmaya başlayınca hemen kaçar...Artık bana düşen Babamın sabah erkenden demlediği çaydan o görmeden hemen bir fincan çalıp tekrar odaya kaçmak:)


*********************************************************************************
EVGENE TRIVIZAS

EVGENE TRIVIZAS

Yüzden fazla çocuk kitabının yazarı olan Evgene Trivizas 1946’da Atina’da doğdu. Atina ve Londra’da hukuk ile kriminoloji eğitimi aldı. Şu an İngiltere’nin Reading Üniversitesi’nde Kriminoloji ve Kriminal Adalet profesörü olarak görev yapmakta, aynı zamanda Reading Üniversitesi’nin Kriminolojik Araştırmalar Bölümü’nü yönetmektedir.

Çocukluğundan beri edebiyatla ilgilenen yazar; masal, şiir, öykü, roman, opera librettosu, çocuk tiyatrosu, çizgi roman alanlarında eserler vermiştir.

Trivizas masallarında kelime oyunlarına ağırlık veren yaratıcı ve özgün bir dil kullanır. Geliştirdiği sevecen sürrealist mizah yaklaşımıyla, önemli sosyal konulara eğilerek, sıkıcılığa kaçmadan eğitici olmayı başarır. Birçok eseri, başta İngilizce olmak üzere, yabancı dillere çevrilmiş; televizyon ve tiyatroya uyarlanmış, roman ve öykülerinden pasajlar Yunanistan ve Amerika’da okul kitaplarına alınmıştır. Yazar Reading ve Atina’da yaşamaktadır.