Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

21 Kasım 2010 Pazar

Büyük Saray'da







Büyük Saray Mozaikleri gezimize geldi sıra...
Topkapı Sarayının o kalabalığından hengamesinden sonra bu müze bize gerçekten de saray gibi geldi. Büyük SarayM.S 6. yüzyıl'da Bizans İmparatoru 1. Justinyanus'un yaşamış olduğu Büyük Saray'da, dünya çapında öneme sahip M.S.450-550 yılları arasına tarihlenen mozaikler teşhir edilmekte. Bizans döneminin günlük hayatının ve mitolojik figürlerin sahnelendiği mozaikler arasında; kertenkele yiyen grifon, fil ve aslan mücadelesi, bir kısrağın tayını emzirmesi, kaz güden çocuklar, keçi sağan adam, eşeğine yem veren çocuk, testi taşıyan genç kız, elma yiyen ayılar ve avcı kaplan mücadelesini betimleyen sahneler yer almakta. Müze, Bizans İmparatorluğu Büyük Sarayı'nın revaklı avlusunun kuzeydoğu bölümünde kısmen sağlam kalmış mozaik döşemeyi içine alacak şekilde yapılmış. Bu ansiklopedik bilgilerden sonra umarım bu müzeyi görmeyi ihmal etmezsiniz... Gittiğimizde ancak bir kaç ziyaretçi vardı o yüzeden mozaikleri istediğimiz gibi inceledik, haklarında fikirler yürüttük oh be müzeyi kendimize kapatmış gibi gezdik.


Düne gelelim şimdi... Naziş ve Ben Gamsegamse ve arkadaşı Fatma ile Kadıköyde buluştuk. Bizim onlarla buluşma saatime kadar iki arkadaş tüm mağazalara girmiş çıkmış, yemeklerini yemişlerdi:)) Biz Naziş'le ikimiz bilemedin üçüncü girdiğimiz mağazada Naziş'in gönlüne göre elbiseyi bulup aldık Gamse'yi de çağırdık da O'da oradan bir elbise aldı.Yani bizim Kızlar Öğretmenler Günüsü gecesi yemeğine hazırlar artık:))
O sırada her nasılsa evde olan Zuz bizi akşam çayına davet etti, sonra o davet akşam yemeğine ve uzun bir akşama dönüştü... yedik içtik, çikolatalarımızı aldık, likörlerimizi içtik hatta birlikte bir film izledik, hatta hatta film izlerken didiştik, konuştuk, gülüştük, susun diye bağrıştık ... Gecenin ilerleyen saatlerinde de evimize döndük.Taksiciye benim tarif ettiğim yoldan her zamankinden iki lira daha ucuza gelince Gamse gülme komasına girdi... Adamın başını döndürdüm, sağ yap, sol yap şimdi yeniden sağ, şimdi yine sağ, hah şimdi de sol sol derken eve gelmişiz.Ucuza gelelim diye yapmadım valla , metrobüs mü metromu her ne karın ağrısıysa onun çalışması var Kadıköy yolunda:)



İzlediğimiz film bir festival filmiydi... romantik komedi
Yönetmen Pascal Thomas
Oyuncu Guillaume Gallienne, Julien Doré, Marina Hands
Yapım 2010, Fransa
Dorothée ve Nicola ilk görüşte birbirlerine aşık olurlar. Bu aşk hikayesinin unutulmaz olacağından emindirler. Ancak hayat bazen insanın karşısına beklenmedik şeyler çıkarabilir. Yanlış anlaşılmalar kavgalara, sözler ihanete, gerçek ayrılıklar yalancı birleşmelere dönüşebilir ve en az kendi fırtınalı tutkuları kadar canlı bir maceraya atılırlar.

Daha okuduğum kitaplar var sözü edilecek ama sanırım onlar yarına kaldı:))