Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

2 Ocak 2011 Pazar

yılın ilk yazısı

O kadar hızlı başladı ki 2011, o yüzden yılın ilk yazısı da rötarlı geldi... Yeni yıla Naziş'in arkadaşı Neslihanların evinde gireceğimizi yazmıştım son yazımda... Çok eğlenceli bir gece oldu... hem eğlenceli hem leziz, hem maceralı...Sipariş edilen hindi dolması servis edilmeye hazırlanırken bir de baktık ki yani utanmasa canlı gönderilecekmiş neyse yapan firma çok eski ve iyi bir firma olunca hemen meseleye el koydular ve bizi mağdur etmediler...Gecenin yıldızları kızlardı... Dört kız bize çok eğlenceli bir gece yaşattılar... Neslihan'ın Ankara havası ile yaptığı show ve Gamse ile Candan'ın apachi dansı gecenin en eğlenceli dakikalarıydı... Naziş bu bölümlerde fotoğrafçı olmayı tercih etti.Kocamın doğum günü pastasını üflemesi ve pasta servisinden sonra evimize geldik...





Ben gece yorulduk geç yattık, artık yarın öğleye kadar uyuruz dedim ama sabah bir baktım Gamse yatakta kitap okuyor...Naziş zaten Neslihanlarda kalmıştı... Hadi ben sizinle güççük bir kahvaltı yapayım,Gamse'nin programı varmış zaten, Beyoğlu tayfasıyla da kahvaltıma devam edeyim dedim.-Kocam- Lalei Bağlarbaşından Taksim'e telefrik yapılıyomuş dedi...Ben de aa dedim...ama 60 sene sonra falanmış dedi....Gamsegamse de benim Annem o teleefriğe binmeden bu dünyadan gitmez dedi hehehehe.
Neyse hava çok güzeldi, pırıl pırıldı ama göz bebeklerim bile üşüdü deseniz inanın valla güneş gözlüğü taktım... Kuzen tayfasıyla yine her zamanki yeme içme gülme konuşma Gülden'in beni ara ara fıtık etme halleri falan ...Taksim -Beyoğlu akşamdan kalmaydıi her yer yine çok kalabalıktı... Motorda karşımda oturan gençler çok sevişgendi bence mahsuru yoktu ama yanımdaki teyze sanki, sorumlusu benmişim gibi beni dürtükleye dürtükleye mahvetti...Kızcağız meğer doktormuş o ara hastası aradı da ara verdiler.

Eve gelirken kurabiye fırınına uğradım, eğer yolunuz Üsküdar'a düşerse Kadıköy dolmuş durağının arkasındaki bu fırına girin...özellikle dereotlu peynirli poğaçasından mutlaka alın...Her kurabiye dört kişilik ben her çeşitten alır dörde bölerim mesela...Akşam Yahşı Cazibe izlerken çayımıza eşlik ettiler.

Gece kitabımı okudum sonra Tarihin Arka Odasını izledim...İzlerken uyumuşum ...Sabah daha yataktan kalkmamıştım ki Nevin Abla aradı( Nevin Abla benden dört yaş büyük, Kocamında çocukluk arkadaşı ama sonra ben daha samimi oldum, Kocam abla dememe uyuz oluyor ama biz halimizden memnunuz) İstanbul'a gelmiş, evdemisin dedi ...koooş dedim...koştu geldi Necla ile ...Necla ile maceralarımız kitap doldurur... Çocuklarımız aynı yaştatdır, Gamse'nin Samet'in kafasını oyuncak kamyonla delmişliği falan vardır o derece yani... Kızları Ceyda aylardır İstanbul dışında film çekimindeymiş, Samet de öyle telefon açtıklarında Anneleri bizde olduklarını söyleyince bi koşu onlarda geldiler... Sonra benim Koca sonra Necla'nın Kocası Sadi geldi...Nevin Abla benim ne kadar iliğim , söküğüm, tamirat işim varsa yaptı... Samet bozulan klavyemi tamir etti...Mutfak ha babam de babam çalıştı bu günde böyle sona erdi.

Artık okuma vakti geldi çattı...