Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

30 Ocak 2011 Pazar

Gezmelerde tozmalarda--uyarı:( düzenlene düzenlene 5 km uzunluğa ulaşan yazı)

Öncelikle söyleyeyim, mide ağrım kontrol altında...süperim:))Ama , neme lazım yaşam enerjimi sömürmüştü resmen.
Mide ağrısı geçince,çoktandır planladığımız programımızı gerçekleştirdik dün Zeya, Oyuncak Evin Peren'i ve ben.Yine bir Kadıköy klasiği yaptık...Çiya...Baylan Pastanesi daha önceki Kadıköy klasikleri gezilerimize mekan olmuşlardı biliyosunuz...Dünkü mekanımız ise tarihi Yanyalı Fehmi Lokantasıydı...

Oraya gidrseniz şunu yiyin bunu yiyin diyemiyorum, çünkü; üçümüzde sipariş ettiğimiz çorbaları ve yemeklerimizi beğendik. Yalnız Peren ve Zeya'nın ortaya bir zeytinyağlı seçmek için gidip de , seçtikleri; Özbek pilavının içindeki patlıcanın tuzu akıllara ziyandı...Giderseniz mutlaka havuzlu salonda oturunuz derim benn...Sohbet ede ede yemeklerimizi yedik, çaylarımızı içtik ...Şöle sıcak bir yere gidelim oturalım dedik ve Zeya'nın önerisiyle Mozaik Cafe'ye gittik.Daha önce gitmediğim bir yerdi ama tavsiye edebileceğim bir yer oldu.Gidip gazetenizi okuyup, kahvenizi içebileceğiniz bir yer...neredeyse sınırsız kahve seçeneği var. Biz loca gibi bir yere oturduk ve sanki evimizdeymiş gibi sohbetimizi ettik...ara sıra garson uğramasa bir cafede olduğumuzu bile anlamazdık...Ha bu arada kendime çok sevimli bir hediye aldım...Gamsegamse'nin vitrinde görüpde -Anneee, bak sensin bu dediği bir şey ama orası firmanın showroomuydu ve satış yoktu...Sonra resmini koycağım sizler için ama şimdi değil , bu yazı evden değil Zuz'dan yazılıyor çünkü.

( eve gelindi ve resim konuldu gördüğünüz gibi)


Dün akşam için bizim kzlar, Zuz'a gidip, kalmak için program yapmışlar.Biz otururken Zuz aradı ve Zeya ile bana sizde gelin dedi. Tabi önce evlerimize döndük:))Gamsgamse'de arkadaşlarıyla buluşmuş sonrasında eve dönmüştü...Akşam dokuz gibi Zuz'a geçtik. Sonra Zeya'da geldi...Zaten mahalle komşular:)) Amanın ne güzel bir gece oldu...Oturduk uzun uzun

Gece Zeya gitti, kızlar uyudu...biz oturduk Zuzla kardiş kardiş...sonra likör faslı yaptık ,konuştuk...konuştuk...yatarken sabah o.4.30 du ve kaloriferler yeniden yanmaya başlamıştı.Bi de ayol dün ne soğuk bir gündü alnımın çatı dondu...

Artık sabah hatta öğle oldu...Kızlar yataktan bağırıyor kahvaltıya ne var diye...Zuz çay suyunu koydu...gün başladı yani.

ha bi de, bazıları ilk karnelerini alır, bazıları da ilk karnelerini verir...

Gamsegamse ilk karnesini verdi...ilk karnesini aldığı gün daha dün gibiyken...

düzenleme:Gamsegamse, Naziş , ben ve Zuz dötlüsü mutfağa girip şahane bir kahvaltı hazırladık kendimize...Kahvaltımızı ederken Başka Bir Sindrella adlı filmi ziledik. külkedisinin modrenize edilmiş çok güzel bir dans filmiydi...O biter bitmez hemen UP' a bağlandık:)) Çoktandır izlemek istediğim bir animasyon filmiydi... 2009 yılında müzik ve animasyon dalında iki dalda Oscar almış... Zero ve Sufi şiddetle önermişlerdi. Film gerçekten çok güzeldi ve çok ilginçtir ki,; dün Peren ve Zeya ile dolaşırken ne kadar güzel değil mi? diye onlara gösterdiğim çeşitli cinsteki köpeklerin poker masasında gösteren biblonun esin kaynağı bu filmmiş. Biblo bu filmden bir kareyi canlandırıyordu....Hayat bu kadar tesadüflerle dolu olabilir mi?

Kahvaltıdan sonra Zuz'un sandığını açtık...Bir şeyşer kapmaya çalıştık ama kanının son damlasına kadar korudu... Asıl o anı resimlemeliymişim. Annemin el emekleri göz nurları , O anları yaşadık sanki...

Sandık faslını da bitirdikten sonra Naziş'le biz çıktık, Gamse teyzesiyle kaldı yine... Biz önce Cadde'ye yürüdük, Kadıkö'y'e geçtik... Alkım'a uğradık... Ben o sırada başka bir kitapçının önündeki tezgahta , filmini defalarca izleyip bıkmadığım; PİANO PİANO BACAKSIZ''ın kitabını gördüm ve hemen kaptım ..incecik bir kitap onu bu gece bitireceğim... yeni başladığım Haruki Murakami kitabına bir gecelik ara vereceğim... Alkım'da da çok oyalanmadık. benim geçen gün bir yerde okuyup Barış Bıçakçı daha çok yazmalı hep yazmalı cümlesine takıldığım için bir Barış Bıçakçı kitabı aldım adı... Bizim Büyük Çaresizliğimiz... Alkım'dan çıktığımızda açtık ve üşümüştük birer ıslak hamburger ve çay molası verip , ısındık ve evimize geldik şükürler olsunnn...


.

Şimdi boza zamanı...