Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

22 Şubat 2011 Salı

Leyla Halid'i hatırlamak

Sıkıcı bir gündü, teyzeme gidecektim , hava hoşuma gitmedi...Öyle dolandım evde ... Bir ara Vatan Kitapdan yeni çıkan yayınları inceledim. Uzandım yatağa elime defterimi kalemimi aldım notlar alayım diye... Benim geçen ay aldığım bir çok kitabın tanıtım yazıları vardı. Haruki Murakami'nin şu anda okuduğum kitabı için bu kitabın okuyucusu olmak zor demiş. Haklı olduğumu görmek hoşuma gitti ama kitabın sonunun yazılması da bir hayli tuhaftı. Neyseki Murakami kitaplarının sonunu bilmek hiç bir şeyi değiştirmez . Önemli olan o sona gelebilmek ve arada söylenenlerdir.

Bu akşam ailece diziciyiz... kızların biri Usmanım Usmanım diye biri Mete Mete diye gelir . Benim favorim Leyla Halid rolüne büründürülen Amina... Çocukluğumun ilk kahramanı ilk kadın hava korsanı Leyla Halid. Tüm dergilere kapak olmuştu o zeytin gözleriyle. Şimdilerde çoluk çocuk sahibi bir anne...daha dört yaşındayken annesinin portakal kopartmasına izin vermeyişini, meyvelerin onlara değil lübnan'a ait olduğunu söylediğinde anlıyor mülksüzlüğün ne demek olduğunu...Hayatını Filistin davasına adayıp, alyansında taş yerine mermi çekirdeği taşıyor.Yüzü tüm duvarları , tüm dergileri kaplayınca defalarca estetik ameliyat olmuştur tanınmamak için. Ben bi insanı pazara kadar sevmem gördüğünüz gibi. Arada bakarım ne oldu ne yapıyo diye:)) İşte böyle bu sayfanın kaderi budur . Hiç ummadığın bir şey çıkıverir torbadan ve bunu sayfanın yazarının kendisi bile bilmez yazıya başlarken. Bu gün Leyla Halid çıktı, Belki bilip yeniden hatırlayanlar belki adını hiç duymamışlar için...

İyi akşamlar olsun... yarın daha keyifli bir gün olsun