Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

27 Haziran 2011 Pazartesi

ve hayat


Tv izliyorum... Türkmax da Jess ve ekibi bir başlık açtılar ve seyirci bağlantısı alıyorlar. Bu günkü başlık- Şeytan diyor ki.... boşluk doldurulacak. Bir seyirci bağlandı iki lafının biri şeytan diyor ki- git,bir tepsi su böreği ye...Yani, ye de rahatla be kadın dedim, ye...Kendini diyet konusunda fazla sıkmış belli garibim.

Dün gece bir film izledim. Filmin adı ; Örnek Aile.... Baş kadın oyuncu Demi Moore olunca ilgimi çekti. Çağın tüketim alışkanlıkları ile ilgiliydi. Göürnüşte zenngin mahallesine yeni taşınan bir aile gibi görünüyor, Demi Moore ve ailesi. Ama onlar bir pazarlama şirketinin , çalışanları. Kullandıkları eşyaların hepsini pazarlıyorlar. Bu arada herkesi ama herkesi kullanıyorlar. Mesela Demi Moore kuaföre gidiyor. Kuaförde telefonu çalıyor. Telefonu pazarlıyor orada aslında... Kuaföre gel maskeni bizim komşulara v emüşterilerine tanıt derken evdeki her şeyi pazarlıyor o arada, klozet kapağına varana kadar. Yani insanlarda farketmeden bunların pazarlama ağlarına takılıyor. Evin oğlu evde parti verip bir içeceği pazarlıyor öreneğin gibi gibi örnekler var. Ama daha sonra evin babası rolündeki eleman bizim Demi'ye aşık oluyor.Zaten bu rolü oynayan altıncı kocasıymış .Ve film burada biraz değişmeye başlıyor. Gerisini anlatmayayımda izlemek isteyenler olabilir.Filmi dün gece Kanal D'de izledim. Ve galiba hepimiz birer pazarlama elemanıyız diye de düşünmeden edemedim.Ama o kadar kaçınılmaz ki. Gittiğim güzel bir yerden orada yediğim yemekten söz ederken, okuduğum kitabı anlatırken ya da izlediğim filmi...ben size yaşadığım şeyi paylaştığımı sanırken aslında biraz da onların pazarlamasını yapmış oluyormuşum:)) Neyse işte , ama bunları yapmadan da olmaz ki...

Bu arada feci hastayım. Kışın olmadım olmadım ama soğuk algınlığı mı? yaz gribi mi? beni pençesine aldı. Burnum tıkalı, nefes alamamaktan gece uyuyamadım sanki göğsümde bir aslan oturdu. Sabaha kadar hiiç ama hiç uyuyamadım. Eksik olmasınlar aile fertlerinin şunu yapayım bunu yapayım tekliflerine sadece beni rahat bırakmalarını söyleyerek asabi cevaplar verdim. Kocam tutturdu . niye uyuyamıyorsun, aklına bir şeyler mi geliyor, bir şey mi takıldı kafana ... o öyle dedikçe hastalık yetmez gibi nerede abuk subuk düşünce varsa kafama üşüştü.Anlayacağınız berbat hatta berbat ötesi bir geceydi. Dilerim perşembeye kadar iyileşirim. İyileşmezsem Gamse gelmeyecekmiş, benimle uğraşamazmış:)))
Hastayız netekim...

not...Arayan, mesaj gönderen, yorum bırakan, mail atan ve böylece acımızı paylaşan tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Bize güç verdiniz, yanımızda oldunuz. İyiki varsınız...