Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

13 Temmuz 2011 Çarşamba

Çarşamba gecesinden

Gün boyu temizlik vardı...Temizlik dediysem , harbi temizlikti...ince iş yani...o yetmez gibi milyon tane , minnacık minnacık bamya temizledim...bamyaların minikliği tarif edilmez yaşanır. Çiçek bamya derlermiş kocamgilin oralarda...O da yetmezmiş gibi fasulye diblesi yaptım. Fasulye diblesi deyip geçmeyin, fasulyeler tek tek enine enine şerit şerit doğranır. Geçen yıl vermiştim bu tarifi ama , yazı sonunda tekrar tarif edeceğim.Fasulye diblesinin 10 dk içinde dibini getirdiler. Ben yaptım diye demiyorum süper olmuştu. Bir de et yemeği yapacaktım ama sonra sağlıklı beslenme ayağına yattım:))

Geceleri Mesut Yar'ın yeni başlayan programın atakılıyoruz. Adı ''Burada Laf Çok'' her gece üç konuk alıyor. Bu akşam ki konukları , Çelik, Başak Sayan ve ilk kez gördüğüm bir komedyen. Daha doğrusu taklitçi..

Ayşe Kulin'in Umut'u okuyorum. Tatilde okunacak olan Hayat ve Hüzün öncesi... Bir kez daha anladım ki ; biyografi okumayı seviyorum. İnsanın doğasında varmış zaten, başkalarının hayatı ile ilgilenmek. Umarım benim ki biyografi okumak dozunda kalır:)) Yaşlandıkça cozutup, komşuların hayatını da merak falan etmem inşalah ve de mazallah:)Mesela şimdi zerrece ilgilendirmiyorlar beni. Ama ben ilgilenmedikçe karşı binada ki kadınceyizin sesi ile yatıp sesi ile kalkıyorum. Bu sabah kızına, bu sabah kızına - az yeyip , tototsuna hizmetçi tutmasını önerdi... Ben de onayladım.. Belki susarlar.Hah bir de biyografi demişken, daha önce önermişmiydim bilemiyorum ama Cahit Uçuk'un ''Bir İmparatorluk Çökerken'' ve Şirin Devrim'in '' Şakir Paşa Ailesi''ni , öneririm....Çok yıllar önce okuduğum için , sözünü etmemiş olabilirim.Cahit Uçuk kitaplarını atlarsanız küserim.

kitap tanıtım yazısından

Cahit Uçuk, anılarında, Selanik ve İstanbul’un ahşap konaklarındaki görkemli yaşamı, işgal yıllarını, ülkeyi kaplayan kara bulutların arasından yeni bir devlet kurmaya çalışan idealist insanların çabalarını ve unutulmuşluğunu anlatıyor.
Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk kadın yazarlarından biri olan Cahit Uçuk’un anılarında anlattığı sadece onun değil, hepimizin geçmişi.



Şimdi bir iki yemek tarifi...

fasulye diblesi tarifi:
1 kg fasulyeyi enine olarak yarım cm eninde doğruyoruz. İki adet soğanı sıvı yağda kavurun, sonra bir domatesi küp küp doğrayın ve biraz çevirin, sonra yıkayıp süzdüğünüz fasulyeleri koyun, tuzunu ve iki kesme şeker ilavesiyle yumşayana kadar pişirip yarım çay bardağı princi yıkayıp ilave edin.Fasulyenin saldığı su pirinci pişirecektir. Baktınız olmadı yarım çay bardağı kadar su ekleyin. Bu yemek , soğuk da sıcak da servis edilebilir.

Benim en kolay yaz yemeklerimden biri de kocamın bayıldığı domates aşıdır. Soğan ve çok az kıyma yani bir çorba kaşığı kadar falan diyelim hatta bazen koymam bile, istediğiniz çeşit yağda kavurun, bir kaç tane sivri biberide küçük küçük doğrayarak ilave edin. Sonra dört beş adet domatesi küp küp doğrayın ve sotelenen malzemenin üstüne ilave edin. Domatesler biraz ölünce yarım fincan pirinç ve bir su bardağı kadar sıcak su ilave edin, kırmızı pul biber çok yakışır bu yemeğe bir de... Pirinçler istenildiği gibi pişince servis edin. Çorba gibi değil ama biraz sulu kıvamlı bir yaz yemeğidir.

, Bir kaç patatesi rendeleyin, tuz ve bir çorba kaşığı unla harmanlayın...Suyunu sıkın tabi rendelenen patatesin. Sonra bunları kaşık kaşık yağda kızartıp servis tabağına alın. Şekilleri önemli değil fakat kızartmalar biraz ince olsun...Biraz çıtır bir şey çünkü bu yemek. Kızaran patetesli harcın üstüne birer kaşık sarımsaklı yoğurt ve birer çay kaşığı salçalı sos koyup servis edin. Salçalı sosu hemen bir cezvede su ile salça karışımı olarak yapıyorum. Biraz koyuca olsun ve yağ koymayın.

Bu tarifleri Begüm Hanım'ın isteği üzerine yazdım.