Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

24 Temmuz 2011 Pazar

Güm güm GÜMBET



Başlık asla abartı değil , gerçekten de güm güm Gümbet...Dün geç saatte Bodrum'dan dönerken, arabaya binen genç, Gümbet barlar sokağına gelince haber verirmisiniz dedi, habere gerek yok dedim, görünce hemen anlayacaksın...

Bu gün Yılmaz Özdil , Bodrum ile ilgili bir yazı yazmış. Sıralamış sıralamış görülmesi gerekenler , yapılması gerekenleri bunları yapamayacaksan ne işin var Bodrum'da yazmış yazının, sonunda...Korka korka okudum amanın yapmadığım bir şey varsa hemen yapayım dedim:))) Allahıma şükürler olsun ki Veli'nin Barından tutundan da Gümbet pazarının şeftalisine kadar yapmadığımız şey kalmamış. Hatta İkinci kez güneş batırmaya gidiyoruz bu akşam Gümüşlük'e...Ama Yılmaz Özdil ustaya haddim olmayarak eklemeler yapmak isterim. Cumartesi günleri TurgutReis'de kurulan, Yunan Adalarından özel turlar gelen dokuma pazarına gidip 5-6 liraya satılan masa örtülerinden, üç tanesi 10 liraya satılan;plajda havlu yerine kullanabileceğiniz, bavulunuzda 10 tanesi iki havlu kadar yer kaplamayacak peştamallardan almadan ,Tavşan Adasında , tavşanlara yiyecek vermeden, Adanın tepesine tırmanıp ; Kardak Kayalıklarına bakmadan,Bitez dondurmacısından dondurma yemeden,Bodrum pazarından henüz olgunlaşmamış minik mandalinalar almadan(bunları İstanbu'a gelince , üçe dörde bölüp , dondurucuya ataıyorum, yıl boyunca içeceklerimizin içine atıyoruz)Bodrum minübüslerine binip Bodrum'un daracık sokaklarından geçmeden, hatta bir kez Bodrum'da kaybolmadan gelmeyin.



(Lale Sokak da...Sokağın adı LALE:)) tesadüfün böylesi dedik...)
Tatilimizin ilk yarısı bitti...Bu tatilimizin bize zaman zaman katılan eşlikçileri var. Kocamgiller bu sene tatil için Bodrum'u seçmişler hep:)) Arada buluşup şenlendiriyoruz buraları... Kocam Ablasına ve yeğenlerine burada rastlamak pek iyi geldi, pek hoşlandı...Resimlerden anlarsınız zaten.((Bardakçı koyuna diktiğim , bayrağım...pareom ve bandanam:))
(Bodrum gecesi...Meral'le)

(Gümbet gecesi...kocam yeğenleri Meral ve Bilge ile)
Seviyorum memleketimin insanlarının, tanışır tanışmaz nerelisiniz diye sormasına... Otelin işletmecisi nerelisiniz diye sordu. Benim Ordulu olduğumu duyunca , olay var burada olay dedi. Meğer otel sahibi ve çalışanların çoğu Orduluymuş. O saatten sonra biz otelin sahibi olduk sanki. Herkes pervane etrafımızda. Ben hiç havuza girmiyorum ama kızlar ve kocam bayılıyorlar havuzda oynayıp zıplamaya...Bir iki kez eşlik ettim onlara. Neyse ki Meral'de benim gibi havuz sevmiyor.

Geldim geleli Ayşe Kulin kitaplarını bitirdim. Şezlonguma yayılıp,elime de limonlu icetea alıyorum bol buzlu, sadece okuyorum, sıcaklar sıcaklamaz kendimi denize fırlatıyorum. Kalabalığız ama çok sakiniz. Çünkü burada yerli turist yok. Sadece İngilizler var. Onlarında hepsinin elinde bir kitap var. Yalnız dün maçları vardı. Tv den izlediler ...yıktılar ortalığı:))

Kısaca tatil iyi gidiyor.