Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

26 Temmuz 2011 Salı

Bodrum Kalesinin Fethi Ve Zeki Müren'in evinde

Bu gün sabah herkes uyurken karıkoca firar ettik. Programımızda Kale ve Zeki Müren'in evi vardı.

Önce Bodrum salı pazarına uğradık bi dolaşıp çıktık.

Kale tek kelimeyle muhteşem...Döne döne Bodrum'u seyredin... 360 derece...Bu saatte kimse sokaklarda olmaz demiştim ama Bodrum gündüzü , gecesinden farksız. Sokaklar tıklım tıklım. Burada ne kadar sıcak olursa olsun insan terlemiyor ve bir yerden rüzgar mutlaka üflüyor...
Kale aynı zamanda su altı müzesi...Giderseniz , tam yarım gününüzü alır baştan söyleyeyim. İçinde serviler altında ara ara molalar vereceğiniz yerler var. ben mesela limonlu buzlaş molası verdim. Adanalıların bicibicileri gibi bir şey. Her meyvenin buzlaşı var. İçerken ağzınıza minik minik buz parçacıkları geliyor. Kaleye giriş 20 lira...müze kart geçiyor yalnız mutlaka girmenizi ve görmenizi önereceğim Karya Prensesinin olduğu bölüme ayrı ücret ödeyip giriyorsunuz. Burada Karya Prensesinin iskeletinin olduğu lahit ve mücehverleri sergileniyor. Zindanlara ve işkencehaneler ben inemedim, kocam indi, gerçekten korkunçmuş.

Kale aynı zamanda su altı arkeoloji müzesi, anforaların ve kalıntıların sergilendikleri bölümlerde var.

Müzeden sonra yemeğe gittik. Tattil boyunca ev yemeklerini özleyen Kocam , tam kendine göre bir yer buldu. Eğer buralara yolunuz düşerse mutlaka tavsiye edebileceğim bir yer. Kavurma ve beyaz ve kara lahana sarması yedik,İkisi de muhteşemdi. İşletmeci Trabzonluymuş...Çok güzel hamsi tavası da vardı.Barlar sokağından Azmakbaşına yürüyün, tam taksi durağının karşısında...

Sıra gelmişti Zeki Müren'in evine gitmeye...Kalede öyle yorulmuşum ki, az kala Zeki Müren'in evine gidemeden ,yanına gidecektim doğrudan. Bir yere oturduk bir iyi dinlendik. Bir şeyler içtik, öyle gittik. Paşa'nın evi çok mütevazi...Elbiseleri sergileniyor. hayran mektupları, ödülleri, yattığı yatak, yemek yediği masa, arabası ...insan bir tuhaf oluyor.


Oradan çıkışta yine bir içecek molası verdik. Halikarnas Disco'nun yanında , deniz kıyısında bir mola daha ve otele dönüş...

gelince havuza bir atlamışım cos sesi İstanbul'dan duyulmuştur.