Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

5 Ağustos 2011 Cuma

Ramazan yazıları 4

Dün geceden beri bloguma giriş yapamıyordum. Mail geldi hesabımı Google hesabına taşımışım
artık önce oradan oturum açıp girebilecekmişim. Bak ese köse ama teknolocik bilgim aha da buraya kadar. Neyse dün akşamdan beri kapılardan bacalardan kovuldum
yanlış şifre yine yanlış şifre hahah yine yanlış yine yanlış derken mail atmayı akıl ettim. gelen cevap da taşınmışsınız şeklinde oldu.

Evde oruçda fire verdik. Kocam şiddetli boğaz ağrısı ve kırgınlıkla doktora gidip bir çuval ilaçla geri geldi. Doktor bir kaç gün oruç tutmamasını ,ilaçlarını düzenli kullanmasını söylemiş. Hastalığının nedeni de klimaymış. Şimdi benim kocam evdeki klima ile kuması gibi gözleşmese doktor da arkadaşının oğlu olmasa yiyecektik bunu))...Ha ondan da olabilir tabi de olmasa çok şaşardık.

Dün gece uyuyamayınca salona geçtim. Klimadan da etkilenmeyeyim diye kanepe yastıklarından kendime barikat yapıp arasına yattım, yanıma da notbook aldı kafama göre takılıyorum. Birden -anneeee diye bir ses...Naziş, yastıkların arasından sızan ışığa akıl erdirememiş bir an... heheheh annem erdi mi? sandın dedim. Ne de olsa ,küçükken odalarına giren ateşböceklerini görünce;bizim odada uzaylılar var diye koşuşturmuş çocuklara sahibim. O yüzden buna hiç şaşmadım))


TVler de ki sahur programlarını beğenmediğim için bu akşam kendim bir sahur programı yaptım. Yapayım bir, yarın anlatırım.

Bu akşam myeni bir dizi başlıyor. İstanbul'un Altınları...Haluk Bilginer var Demet Akbağ var yetmez mi? bana yeter artar bile...

Şimdilik gittim.