Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

25 Ağustos 2011 Perşembe

Bir tatlı bir film

Dün akşam yemekte misafirimiz vardı. Misafirler yabancı değil , görümcem, Meral ve Zuz'du... İşte asıl bu yüzden daha bi önemliydi....

Yemek yaparken işin ucunu biraz kaçırmışım ama bu gün yemek yapmıyorum işte... Gecenin yıldızı güveçte patlıcan ve Çikolatalı armut tatlısıydı... Şahane organizasyonum nedeniyle, saat dör buçukta işim bitti ve misafirler gelene kadar yattım.. ve masada hiç kalkmadan misafirlerimle birlikte oturdum yedim içtim. Peki bu nasıl oldu...

Armut tatlımı bir gün önceden yaptım , eretsi gün sadece çikolata sosunu döktüm. Patlıcan güvecinin ön hazırlıklarını da bir gün önceden yaptım, ertesi gün tek kişik güveçlere bölüp fırına verme işi kaldı. Tek kişik güveçler olunca, kalkıp servis yapmak da gerekmedi... Geri kalan yemekler zaten servis tabaklarında ortadaydı, içinde servis kaşıklarıyla...yemeği biten neden devam etmek istiyorsa, kendisi aldı ve sohbet muhabbet yemeğimizi yedik.

Çikolatalı armut tatlısı tamamiyle kendi tarifimdir. Okuyup da heee bizim komşu da böle yapıyo, annem de böle yapıyo, ben bundan daha önce yemiştim, bu tarifi şurada görmüştüm diyebilirsiniz hatta deyin de ama bu tatlıyı ben kendim bizzat şahsen, araştırıp taraştırmadan yapıverdim. Tatlı ne yapsam, bizimkiler öyle ağır, şerbetli, hamurlu tatlılar yemezler falan filan derken, gözüm kocamın pazardan aldığı armutlara takıldı...Daha yeni getirmişti ve henüz dolaba bile girmemişlerdi. Hemen sekiz tanesini aldım. Soydum, ikiye bölüp, sap kısımlarını ve çekirdek kısımlarını bıçakla temizledim. Tencereye dizdim. Üstüne bir çay bardağı kadar şeker koydum. Bir çubuk tarçın ve bir kaç da karanfil attım. Yumuşayana kadar pişirdim. Altını kapatınca bir kaç dilim Bodrum'dan getirip dondurucuya attığım minik Bodrum mandalinalarından attım içine ki kokusu geçsin armutlara... Yumuşayınca , armutları ısıya dayanıklı bir fırın kabına aldım... Bir kaç dakika fırınladım ki, haşlaklığı)) gitsin... Soğuyunca dolaba koydum...Ertesi günde , çikolatalı sos pişirdim(Dr. Ötker) üstüne döktüm. Fındık ,fıstık, ceviz ne isterseniz artık süsledim. Vanilyalı dondurma eşliğinde servis Ettim. resim çekmek malesef aklıma gelmedi ama beğenildiğine göre tekrar yapılacak demektir.

Sabah kalktığımda ev toplu, akşam yemeği içinde hazır yemeğimiz olduğu için bu günü kendime tatil ilan ettim. Bir film izledim.
Yerli film. Geçen yıl vizyona girmişti...Sinemada izlemek istemiştim ama Gamsegamse beni ekip arkadaşlarıyla gitmiş sonra ben de bir fırsatını bulamamıştım. Film ''Ya Sonra'' Özcan Deniz ve Deniz Çakır'ın... Yan rollerde Ragıp Savaş , Barış Falay,Erdem Akakçe(Bayılırım kendisine)Naz Elmas ve Cezmi Baskın( bayılırım kendisineee) Janset( bayılırım bayılırım kendisine)olması yeterince referans...Film tamamiyle bir aşk filmi öyle aman aman yan hikayeler yok ama ben beğendim. Cezmi Baskın'ın tek bir sahnesi var ama ömre bedel...Çekimler güzel, tertemiz, oynayanların hepsi iyi, yakışıklılar var, güzel kızlar var, aşk var, komedi var, hüzün var e daha ne istiyonuz diye sormazlar mı adama...Siz de bir şey düşünmeden, aman bunun mesajı neydi aha şimdi ne demek istedi,
alt metninde, üst metninde ne var, göndermeler var mı falan filan demeden keyifli bir film izlemek isterseniz. Tam sizin kaleminiz. Ben bu Özcan Deniz'i beğenirim ya, accık bi arabesk tarafım var galiba...

E biir tatlı tarifi, bir film hiakyesi daha ne olsun. ... Bu günlük de böyle olsun...