Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

22 Eylül 2011 Perşembe

Bizden

Dün öğleden sonra çaymı elime aldım , uzun zamandır beklettiğim filmimi de koydum, kitabını da çok sevdiğim bir filmdi... İlk 10 dakikasında gördüm ki, son derece başarılı senaryolaştırılmış, cast mükemmel ...akşam yemeği hazır,ev gıcır...Bi ev kadını daha ne istesin Tanrısından...Ama filmi 15-20 dk izlemiştim ki...Telefon , Gamsegamse- yes baby dedim...Annneeee ben hasta oldum revirde yatıyorum. Buyrun ne keyif kaldı ne bişi... Filmi de kapattım...

Geldiğinde iyiydi, yorgunlukmuş, bu gün okula gitmedi doktora gittik... Doktor , hiç bir şeyin yok, uyku düzenine dikkat et, stresten uzak dur dedi o kadar...

Doktordan çıkınca balık pazarına gittik,Önce Diyarbakır pide lahmacun fırınına uğradık... Burası tegah arkasında hemen fırını görebileceğiniz bir yer... Öyleki pidenizi , lahmacunuzu daha fırından çıkarken, kürekten gözünüze kestirebiğlirsiniz.))..Oturacağınız bir yer yok... Yani servis bir tek paket servis... Çayımızın yanına bir şeyler aldık, gitmişken balık mevsimi de açalım dedik.Pırıl pırıl kraça kıvamında ki istavritleri gözüme kestirdim. genelde küçük balıklar çok daha lezzetli olur. Akşam da bu kanıtlandı... Çıtır çıtır kızarmış balıklara yumulduk.Nalıkalrımızı yerken b ir tarftan da TRT1 de oynayan Yerden Yüksek adlı diziyi izledik... Pek keyifli bir dizidir.
Sonra üstüne de bir Fatmagül çaktık. Koca Beşiktaş maçına takıldı ve pek keyiflendi.

İlginç bir kitaba başladım... Sanki sıkacak gibi saanki ilginç gibi:)) Ama bir kapak tasarımı var , bayılırsınız... Biraz okuyayım söz ederiz. Yarım kalan filmimi de yarın tamamlayayım , ondan da söz ederiz. Yani bundan sonraki yazının başlığı belli... Bir film bir kitap...