Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

4 Ocak 2012 Çarşamba

Beyoğlu Beyoğlu

Bir kaç gündür atmosfer iyi davranıyor İstanbul'a... İstanbul'da şımarıyor da şımarıyor...Açılıyor saçılıyor...
Dün karar vermiştim zaten, benim elim bir Beyoğlu yapar demiştim. Bu sene çok ihmal ettim zaten. Kuzenler de her akşam vıt vıt yediler beni...Neyse işte bu gün ; Beyoğlu yollarına düştüm.Evden çıkınca- gel kızım dedim ya, yürü kim tutar seni... hem egzersizini yapmış ol, hem güzel havanın tadını çıkar... İskeleye kadar tıngır tıngır yürüdüm. Motorla Kabataş'a geçtim.Sonra taksiye atlayıp, İtalyan Yokuşundan , Sıraselvilere çıktım.Sonrası sohbet, muhabbet...Güllü ve Fato ile gülüş çekiş, yeme içme ama ben haşa bozmadım diyeti...

Akşam yine Taksim kalabalığına bulaşmadım, bu kez yürüyerek indim İtalyan Yokuşunu, hatta bilmediğim ara sokaklara bile daldım çıktım, yokuşa gelmeden önce... Bu sokakların büyüsü
beni her yerde ardına düşürür. Bir gün akşama kadar Muğla sokaklarını böyle gezmişliğim vardır.

Bu gece Hürrem Sultan'ı izleyeceğim...Kanuni ve Hürrem aşkı umrumda bile değil ben, Pargalı ve Hürrem çekişmesini izliyorum...

Dizi sonrası Kafka'nın Bebeğini sallayacağım pardon okuyacağım...