Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

10 Şubat 2012 Cuma

kardeş kardeş



Sabah kalktığımda karın yağmaya devam ettiğini görünce koru nasıldır şimdi kimbilir dedim ve koruya gitmeye karar verdiğimi henüz yatmakta olan Zuz'a beyan ettim. O sırada çaydanlıktan mis gibi demli çay kokusu gelmekte mercimek çorbası bir yandan fokurdamakta ve dahi yengemin elcağızlarıyla toplayıp, kuruttuğu fasulyeler haşlanmakta idi... Yani akşama kadar kendi kafama göre takılabirim artıktır bunun açıklaması.

Kahvaltıdan sonra Zuz'la evden çıktık, kar ince ince rüzgarla karışık yağıyordu. Yürürken biraz zorladı bizi...gözümüzün bebeğine bebeğine hücüm etti...Ama gittiğimize değdi.Koru ;baharda sonbaharda olduğu kadar karda da çok güzeldi. Dilruba Restorana yöneldik çay kahve molası için. Çaydır, kahvedir,manzaradır kardeş kardeş oturup sohbet ettik. Benim öğle yemeğimin saati geldiğinde Zuz^'un karnı henüz acıkmamıştı. Evde miiis gibi yemeklerim var zaten, öğle yemeği için başka bir karlı havada geliriz dedim zaten salı günü kar yeniden geliyormuş.





















Evimize geldik, sıcak sıcak mercimek çorbalarımızı içtik sonra Zuz arkadaşlarıyla buluşmak için karşıya geçip alemlere aktı.

Bizim akşam programı gayet masumane ...Yalan Dünya izlenecek, akşam yemeği sonrası çay seromonisi yapılacak falan filan...



,