Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

23 Mart 2012 Cuma

Bu günün ilk güzelliği, sabah maillerimi açtığımda;Elma Kokulu Ev'in yazarı Mustafa Uysal'dan gelen maildi.Mustafa Bey , Tavşanlı'ya seyehat düşünürsek , kitapta adı geçen yerler için bize rehberlik edeceğini yazmış:) Bir kaç defadır yazarların bu tür geri dönüşlerini yaşadım ve çok memnunum. Okuyucu yazar iletişiminin bu boyutlara ulaşması her iki taraf açısından da çok olumlu oluyor çünkü.Kendisine teşekkür ediyorum nezaketinden dolayı.

Kahvaltı sonrası koruya yürüdük karı koca, çayımızı içtik şu manzaraya karşı.
Dönüşde bir kaç emlakçıya uğradık. Evimiz artık bize küçük geliyor o nedenle , biraz daha büyük bir eve çıkmak istiyoruz. Ama bir hendikapımız var ki, o da buraya bağlılığımız.Üsküdar ikimizin de vatanı. Benim doğduğum Kocamın da ilkokuldan itibaren basmadık taş bırakmadığı bir yer. Fakat çok yerleşik bir semt olduğu için insanlar burada kolay kolay yer değiştirmiyor, yani ev bulma olasılığı çok kısıtlı. Emlakçılarda aynısını söylediler. Boşalan evler de çok eski en az 30-40 yıllık.Olmadı Kadıköy tarafına doğru düşüneceğiz. Bu günlerde sırf bu yüzden biraz huzursuzum.Neyse işte , emlakçılarla sohbet muhabbet ettik bu minvalde. Sonra koca klübüne ben eve döndüm.

Eve geldikten sonra yemeğimi yedim , Gamse aradı, servisten inince eve gelene kadar ya babasıyla ya benimle sohbet edecek böyle bir alışkanlığı var. Bu kez önce babasıyla sohbet ettiği için, tüm haberleri almış olarak eve geldi:)) ve bana ilk sözü AÇIM oldu. Ben adamımı bilmezmiyim, hazırlığımı yapmıştım zaten. Hemen köftelerini ızagara yaptım, tahıllı ekmeğin üzerine dizdim. Hardallı sosu bızıızızt gezdirdim üstüne, domates ve roka eşliğinde sundum. Gözlerini dört değil sekiz açtı bu neeee diye.Yemeğini bitirmişti ki Meral uğradı, hadi onlarla sohbet muhabbet derken , dışarı çıkalım dediler. Gelmem dedim, şimdi yiyip içeceksiniz, gözüm kalacak:)Ben onlara katılmayınca, alışveriş karışık program yaptılar ve gittiler.Naziş eve geldiğinde , onları aramadan eve geldiğine pişman oldu:))

Kızları evden gönderince hemen kendime çay yaptım ve bir film koydum.Tom Hanks ve Julia Robert's in baş rolde olduğu LARRY CROWNE adlı filmi izledim. Son derece keyifli, hiç bir iddası olmayan, samimi bir film. Çok keyifle izledim. Zaten iki oyuncuyu da çok severim.


Bu günlük de bu kadar.