Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

5 Nisan 2012 Perşembe

Bugün ben


Bugün benim okey grubumla iki haftada bir yaptığımız olağan buluşmamız:) vardı. Sabah kalkınca , bir tencere kuru fasulye, pilav ve kuru fasulyeden nefret eden Naziş için ton balıklı makarna yaptım. Zeytinyağlılarımız vardı zaten o yüzden evine gerekli şefkati göstermiş birinin huzuru içinde evden çıktım.

Hava ne kadar güzeldi bugün. Önce Üsküdar çarşıya kadar yürüdüm. Niyetim oradan dolmuşa binmekti ama hızımı alamadım ve Doğancılar'a kadar yürüdüm.Sahaflar çarşısından geçerken, biraz bakındım ve boş çıkmadım tabi, Fransız Süiti'ni aldım.Gelince yazarı hakkında biraz araştırma yaptım.Yazarı İrené Nemirowski; Paris'de yaşayan bir yahudiymiş. Bu kitapla ilgili çalışırken 1942 yılında tutuklanıp ,çalışma kampına gönderilmiş ve orada ölmüş. Kitap 64 yıl saklı kalmış. Şimdilik kitapla ilgili vereceğim bilgi bu

Okeyde çok ama çok kötüydüm , makus talihim bir türlü dönmedi.Ben de kendimi çaya verdim.Dönüşte yine yürüdüm ama yarı yolda arabaya bindim.

Eve geldiğimde herkes evdeydi. Herkesin akrnı toktu, süper dedim, kendime bir yeşil çay alıp, Suskunlar'ı okumaya devam ettim.

Akşam da akşam işte, herzaman ki gibi...