Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

1 Temmuz 2012 Pazar

Machuca, Esme Rüzgar


Dün izlediğim film beni çok etkiledi...
Şilili yönetmen Andres Wood iki zıt uçlardaki yaşamı gözler önüne seriyor… Bir tarafta zengin bir ailenin, diğer tarafta da yoksul bir aile ve bu ailelerin çocukları arasında ki arkadaşlık...

1973 Şili’sinde sınıflar arası ayrılık...,iki ayrı dünyayı ayıran görünmez duvarı yıkmak için canla başla çalışanların verdiği mücadelelerini ve sistemin dayatmaları karşısında çaresiz kalışlarını anlatıyor.1973 yılında Şili’de kanlı bir darbe yaparak Sosyalist Allende hükümetini deviren diktatör Pinochet yönetimini ele alır. Bu geçiş döneminde binlerce sivil suçsuz insan hayatını kaybeder ama zengin kısıma hiç bir şey olmaz.

Ve bunları çilek suratlı bir çocuk ve yine kara gözlü diğer bir çocuğun gözünden anlatır. Bu film beni çok etkiledi... Zeya ve Vedat bilmiyorum beğenirmisiniz ama bu dönemi, iki çocuğun gözünden görmek çok farklı...O yüzden özellikle izlemenizi öneriyorum ve bu filmi izlenilesi filmler kategorisine koyuyorum.

Sonra bu müziği dinledim...

Mikdat Kadıoğlu'nun Esme rüzgar adlı yazısını okudum... Beni okuyanlar rüzgarı ne kadar sevdiğimi,uçuşan tüllere, uçuşan saçlara nasıl da bayıldığımı bilirler. Mikdat Kadıoğlu bu yazısında rüzgarlarımıza sahip çıkalım demiş ve yüksek binalar yüzünden İstanbul'un rüzgarının %25'ini kaybettiğini anlatmış.

Dün akşam nihayet Burcu'nun düğününde giyeceğim elbiseyi aldım.Halbuki pazartesini sadece bu işe ayırmıştım, geniş geniş dolaşıp düşüne düşüne karar verecektim ama dün akşam kızlar sinemaya gitmişti, Buz Devri 4'ü izlemeye, çıkışta beni aradılar, buluşalım diye önce mırın kırın ettim ama sonra gittim. Biraz mağaza, D& R derken , galiba güzel şeyler var bi bakalım fikir olsun diye girdiğim Park Bravodan ilk gydiğim elbiseyi aldım:))Kızlar o kadar beğendik dediler ki , ben de beğendim kendimi aynada, üstelik a bu beden küçük olmaz bana dedim, başka beden de yokmuş ama hihihihi olmasın mı? birde.Planlanın üç kg falan gerisindeyim, çünkü bu ara yürüyüşlerimi yapamıyorum, sürekli dışarlardayım evet ama diyetisyenimin dediği gibi onlar gezme amaçlı:))Ama yine de gidişattan son derece memnunum, memnunuz...Bir yedi sekiz kg daha verirsem artık olayı zorlamam ve artık ne yapacağımı biliyorum.

Başlayan yazlık dizilerden bir tek Annem Uyurken seyredilebilir gibi, dün akşam iki diziye daha baktık Müjdat Gezen'in dizisi pek hoşumuza gitmedi, İşler Güçler diye başka bir dizi başladı arkasından o fena değildi hatta bir iki yerinde güldüm:))Komedi filmine gidip embesil gibi bakıp bakıp gelen bir tip olduğum için:))Ne yani bu şimdi komik mi? , küfürlerde tepine tepine gülenlere bakıp bakıp hasbinallahhh çeke çeke izlerim.Beni Ata Demirer güldürüyor bakın söyleyeyim. Diğerlerine gülümsüyorum.

Kitap konusuna gelince yeni kitabım Kelebeği Kurtarmak demiştim. Kahramanı Amerikalı bir sünni ve geçtiği yer Mısır diyeyim şimdilik.

Rüzgarlı , misss gibi bir pazar gününden yaseminli yeşil çayımdan bir yudum alarak size sevgilerimi gönderiyorum. İyi pazarlar...