Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Sakın Kımıldama

Bugün iki filmim var sözünü edeceğim, bir de kitap.
İlk filmim Don't Move ...Margaret Mazzanti'nin Sakın Kımıldama adlı kitabından senaryolaştırılmış sanki satır satır filme alınmış. Çok başarılı bir uyarlama... Penolope Cruze'yi hiç bu kadar çirkin haliyle görmemişsinizdir. Uyarlama o kadar başarılı ki, bir sonraki sahneyi tahmin edebildim. Kitapta anlatılan renkler, mekanlar tamamen aynı idi... En ufak bir detay bile atlanmamıştı. O yüzden önce kitabı okumanızı salık veririm. Çok keyifli oldu benim açımdan böylesi. Kitabı , Ataletim canım benimle eş zamanlı okumuşuz ve ikimiz de yazmışız , kitap hakkında... İki farklı pencereden okumak isterseniz burada ve burada...Bu filmi izlenmesi gereken filmler kategorisine koydum...
Margaret Mazzantini'nin yazdığı'' Sakın Kımıldama''.Çok hazin bir hikaye...Timo, İtalia, Angela, Elsa ...bu isimler aklınıza kazınıyor sanki...Ben ki sismleri aklımda tutamam... Hayatta yaptığımız seçimlerin yaşamımızı nasıl etkilediğini, ayrıkotlarının üstüne basıp geçerken onları nasıl farketmediğinizi...Bahçenizde olsa, söküp atmak istersiniz hani..Hayır diyemeyen birine tutulmak, sevmeden aşık olmak nasıl bir duygudur...İzleyin ve okuyun bence... hatta okuyun ve izleyin...

İkinci film... Şimdiye kadar yazılmış en iyi yalnızlık hikayesi olduğu söyleniyor. Oldukça durağan bir film , eleştirmenlerden çok yüksek puanlar almış. Bence başrolde Buenos Aires'in binaları var. Baş karakter de zaten bir mimar.Mariana ve Martin, hayatı durağan olan ve yalnız yaşayan iki kişidir. Oturdukları tek göz odalarda aynı ortak paydaları paylaşmalarına ve apartmanları karşı karşıya olmasına rağmen bir araya gelemezler. Çünkü zamanın hiç bir anında karşılaşamazlar. Birbirlerini tanımadan ve habersiz yaşayan Mariana ve Martin, ilişki yaşasaydılar belki de mükemmel bir çift ortaya çıkacaktı?

Filmler bu kadar...

Kitap, Ordu'ya giderken başladığım, yolda, Ordu'da okumaya çalıştığım ama gezmekten okumaya fırsat bulamadığım ''Kelebeği Kurtarmak''...Tek tanrılı dinlere ilgi duyup, İslamiyette karar kılıp, müslüman olan Amerikalı bir kızın; Mısır'a gidip orada bir müslüman adama aşık olması, evlenmesi konu edilmiş. Son derece güzel bir kitap ama çeviri felaket, aman zaman anlam kaymalarına bile neden olabiliyor.


Gelelim bizden haberlere...Geldim geleli bol bol çamaşır yıkama , asma , toplama var... Dün akşam görümcemler vardı... Onlara Dr. Ötker'in tarçın ve karanfil şerbetinden ikram ettim, içine buzküpleri attım , çok beğendiler...o yüzden tavsiye ediyorum. Ordu'dan gelen kavrulmuş fındık ve Göreme'den gelen kuru üzümler eşliğinde... Gecenin sonunda ise kazandibi üstünde dondurma... Kazandibini pişirdim, üstünü yakma işlemi yapmadan kaselere boşalttım. Kaselerin dibine kırık büsküviler koydum, muhallebiyi onun üstüne boşalttım. En üste de evde fındıklı, bademli, cevili , ballı krokan vardı ondan birer tatlı kaşığı koydum, en üste de dondurma...Resmen atom bombası oldu. Anacım bi gelin daha ne yapsın:)) Çayın yanında da kaşarlı kanepeler, fırında kaşarlar eriyene kadar tuttum. Ne kaa becerikliyim, pratiğim, akıllıyım :)))

Bu çok faideli yazının sonuna gelmiş bulunuyoruz. Akşama süper bir programım var ama önce bir gerçekleşsin öyle söylerim...

Programımı sonra söylerim dedim ama sonra baktım ki, üle duyrulması gereken bir şey bu:))Programım budur...