Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

23 Temmuz 2012 Pazartesi

bir film iki tarif

Bugün yine bir film var iki de tarif... Tarif bizim Memo'dan... Ailenin en yakışıklısı ve de en marifetlisi olur kendisi... Birşey mi? tamir edilecek Memooo diye bağırırız hemen yetişir. Özellikle de bana...Yingesi O'nu, O' yingesini acaip sever. İlk kazandığı parayı bile bana harcamıştır billa:))

Dün akşama doğru, Gamse- ben halama gidiyorum, dedi.İyi dedik ne diyecez:)) Ben iftardan sonra mayıştım, yayıldım bir tarftan da ocaktaki çay suyunda gözüm , kulağım. Telefonum çaldı, Memo- Yenge bize gel, okey partisi ve sürprizler var dedi. Kalktım gittim. Biz , görümcem, Meral ve de Gamse dörtlüsü okeye oturduk. Oyunun orta yerinde Memo- hazırmısınız dedi ve bu tabağı masanın ortasına koydu... İçi nutellalı milföy topları... Sıcak sıcak yeniyor ki, nutella şelale gibi aksın ağzınıza...İçine marmelat da konabiliyormuş hatta peynir , patetes, zeytin emesi gibi amlzemelerle tuzlu olarak da hazırlanabiliyormuş. Bir milföy hamurunu dörde bölüp, iç,ne malzemeyi koyup top gibi yapmış, ve kızartmış. Asla yağ çekmemişti. Bol ve kızgın yağda kızaracak. Fırında olabilir mi? diye düşündüm ama Memo olmaz dedi... Ben yine de deneyeceğim:)) size sonuç bildiririm...İftar yemeklerimin hafif olmasına ve az yemeye gayret ediyorum. Ordu seyahati sonrasında Ramazan fena geldi:))Dün akşam soğuk çorba yapayım dedim. Bir buğday ıslatmışım, haşlayınca baktım ki; yedi mahalleyi doyurur. Böldüm parça parça dondurucuya koydum. Dile kolay iki koca tencerede haşladım:)) yarısını görümceme götürdüm...Haşlanmış ama iyice haşlanmış buğdayı koyuca bir ayranla sulandırıp üstüne azıcık tereyağla haırlanmış salçalı, toz kırmızı biberli bir sos döktüm, daha dorusu kaşıkla damla damla koyacaksınız. Sadece görüntü icabı:)Şöyle bir gezdiriverin kaşığı çorbanın üstünde..

Filme gelince...Uzunca ama içinde muhteşem diyaloglar ve alıntıların olduğu bir Denzel Waşington filmi... Unuttuğumuz bir şeyi münazarayı hatırladım. Okulun münazara takımındaydım ve hiç kaybetmedik ...Güzel bir film öner deseler hiç çekinmeden önerebileceğim bir film. İzlenmesi gereken, kaçırılmaması gereken filmler kategorisine koydum.Bazı filmler vardır keyifli anlar geçirirsiniz bu da bir kazançtır bazı filmler vardır sizi geliştirir bir şeyler katar. Mesela Willie Lynch ismini hiç duydunuz mu?... Batı Hint Adalarının en gaddar Köle patronuymuş. Linç kelimesi ondan geliyormuş. Öldürme, aklını al onun köleleri hizaya getirme şekliymiş. Köleleriyle baş edemeyenler ondan akıl alırmış.

Bu akşam için henüz iftar haırlıklarına başlamadım. Tek aklımda olan biber dolması yapacağım, gerisi gelir nasılsa...