Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

14 Ağustos 2012 Salı

Karınca Misali

Hep kitap okunup , film izlenmiyor bizim evde arada yemek falan da yiyoruz:)))
Bugünkü dersimiz ''Hayat Bilgisi''konumuz:Evimizde kış hazırlıkları...


Zaten dondurucuya koyduğum yiyeceklerle ilgili gelen sorular var onları da toptan cevaplamış olurum. Benim dondurucum, hani şu otellerde görürsünüz mini buzdolapları vardır, onlardan biraz büyükçe ve raflı sistemli bir dondurucu...Annemin hediyesi...

Resimde dünkü yaptıklarımdan örnekler var:)) Bu arada raf örtüme dikaktinizi çekerim. Benim için sevginin ve arkadaşlığın sembolü... Eve taşınırken, mutfak rafı şöyle anne modeli olsun, eski tarz , dantelli kanaviçeli bişi olsun istedim. Ecem yetişti hemen. Yapıverdi anında... Dantel, el işidir hem de...

Önce dondurucuya neler koydum. Bol bol domates koydum. Sivri tarla domateslerinden, İspanyol domates de deniyor. Soydum , doğradım ve poşetledim. Gamze bu işlere bayılıyor. Yaparken; Avrupa Yakası izledik hep:)Bir kaç paket barbunya, bezelye, bamya ve çeşitli şekillerde doğranarak hazırlanmış taze fasulye koydum. Bamyalar, temizlenip , yıkandı süzüldü, limonlandı ,iki üç tane de domates doğranıp öyle paketlendi... Bamya haricinde ki sebzeler önce kaynar suya batırılıp sonra soğuk suya daldırılıp şoklama yapılıp , sularının süzülmesi beklenip öyle paketlendi. Taze fasulyeleri, zeytinyağlık olarak dilme doğradım, diblelik olarak enine enine ince ince doğradım, etli yapmak için ortadan kırdım... Dilme yani, önce boylamasına ikiye, sonra enlemesine ikiye ayırarak doğradığım taze fasulyenin, kıymalı ve yumurtalı kavrulmasına Naziş bayılır.Patlıcanları karnı yarık yapmak için hazırladım. Teflon tavada , az yağda kızarttım ve soğuyunca poşetledim.
Uzun pazar kahvaltılarında - Anne, bi menemen olsaydı denmesine karşılık bir kaç kutu menemen hazırladım:) Biberleri yine az yağda biraz çevirip, üstüne domateslerini koydum, biraz da öyle pişti. Ne biberleri tam pişiriyorum, ne de domatesleri... Tam pişme işlemini yenmeye hazırlarken yapıyorum.Bunları, özellikle dondurucu işlemi için satılan kaplarda donduruyorum.. Asla ve kat'a herhangi bir plastik kaplarla bu tür işlemler yapmıyorum. Sebzelerin çok taze ve kaliteli olması da birinci şart. Sebzeler eve gelir gelmez hazırlıyorum. Yani öyle buzdolabına koyayım sonra yaparım yok.
Sebze işi böyle...
Gelelim meyvelere... Meyveleri komposto ve sıkışınca reçel yapmak üzere donduruyorum. Eskiden reçelleri fazla fazla yapardım. Şimdi azar azar bittikçe yapıyorum. Vişneler sapları ve yaprakları ile yıkanıyor. Çünkü neden, temizlenip yıkanırsa , sularıda akar:)) Meyvalar kolay, yıkanıp , süzülüp donduruluyor. Kayısılar bu sene çok güzeller. Onları ikiye ayırıp öyle hazırladım. Komposto veya reçel yaparken de çözülmeden direk pişme işine başlıyorsunuz, haberiniz olsun. Sebzelerde de öyle. Dip harcı hazırlayıp, sebzeleri çözülmeden üstüne koyuyorum. Böylece tazelikleri ve renkleri gitmiyor.

Bir de pişmiş yemekleri koyma meselesi var. Baştan söyleyeyim, pişmiş yemekleri öyle aylarca dondurmak için hazırlamıyorum. Diyelim dip harcını hazırladım, bir kg ıspanağı da koydum üstüne bi karıştırdım, anaaaa bu ne ka fazla oldu, ziyan olur dedim hehe... Bunu hemen ikiye bölüp, dondurucu kabına alıp, soğuduktan sonra koyuyorum dondurucuya. Bi iki hadi bilemedin üç hafta sonra al ıspanaklı börek yap, bir yumurta kır ıspanaklı yumurta olsun hadi azcık pirinç ya da bulgur koy sıcak su ilave et sulu yemeğin olsun apla:)Ispanaktan örnek verdim ama tüm yemekler için geçerli. Mesela geçen gün kabağa aynı işlemi uyguladım. Şimdi hemen ocağa konmaya hazır durumda kabak yemeği var dolapta... Üstüne sıcak su ilave edilecek bir tek. Tamamen pişmiş yemeklerinizi koymak isterseniz. Piştikten hemen sonra ayırın ve soğutup , dondurucuya koyun.
Köfteyi hep fazla hazırlarım mesela , şekillendirir, bir kapa dizer, buzluğa koyarım, bir kaç saat donunca çıkarırım. Torbalara doldururum. Çünkü bu şekilde , artık birbirlerine yapışmazlar.Acil durumda, mesela Gamse veya Naziş geldi evdeki yemeği beğenmedi ya da ben eve geç kaldım, çıkarın buzluktan istediğiniz kadar köfte , ekmek arası yapın deyiveririm.
Böyle yazdığımda aman aman kilolarca hazırladığımı sanmayın. Kışın da yaz sebzeleri yemeye devam edecek değiliz. Pırası, ıspanağı, karnabaharı, lahanası, kuru fasulyesi, nohutu var bu işin. Sonra et yemekleri var, balık sezonu açılıyor. Bunlar acil durumluk, can istedikçe, sıkıştıkça pişirmek için...
Aşağıda gördüğünüz resimdekiler, otlu peynirli ve patatesli gözlemeler. Hazırlandı ve herbirinin arasına yapışmaması için streç ya da buz dolabı poşeti koyularak kondu kaplara...Bu , okullar açılınca olmazssa olmaz kış hazırlıklarımızdan. Bittikçe yerine yenisi konur.

Gelelim Ayşegül'ün beklediği yere yani reçellere...
Dün kayısı ve çilek reçeli yaptım. Kocam maden bulmuş gibi geldi eve elinde ki dağ çilekleri ile. Dün bizim pazarımızdı malum... Çilek reçelini herkes gibi birebir ölçü ile yaparım. Yani kaç kilo çilek o kadar şeker. Öyle sulanmasını falan beklemeden, kısık ateşte kaynatmaya başlarım. Zaten çabucak sulanır. Reçelin kıvama geldiğini gözümle anlıyorum artık. Çilekler şeffaflaşıyor, şerbeti göz göz oluyor kaynarken. Ama yine de bir cam tabağa alır, hafif soğuduktan sonra ortadan bir çigi çekerim, parmağımla, o çizgi hemen şır diye birleşmiyorsa olmuş demektir. Kyısılar bu sene çok tatlı. Hele dünküleri kendi şekeriyle kaynatsam reçel olurdu. O yüzden şekerini biraz daha az koydum. Ama kayısı çilek gibi sulanmadığı için. Önce tencereye şekeri koydum, üstüne bir küçük çay bardağı su koydum ve kısık ateşte karıştıra karıştıra erimesini sağladım. Erime öncesi bulanık su gibi duran şekerli su iyice şeffaflaşıp , kaynamaya başlayınca ,iki üç dakika daha kaynamasını bekleyip hızla kayısıları içine attım. Kıvama gelmesini yine çilek reçeli gibi kontrol ettim ve limon suyunu ekleyip 2dk daha kaynatıp altını kapttım ve tam soğumadan kavanozlara yerleştirdim.


Ha bu da ne derseniz. Kalça şiş tavuklar, dağ kekiği, fesleğen, kekik, karabiber, zeytinyağ ve tuzla marine edildi. Bir iki saat dolapta bekletildi... sonra sırayla gördüğünüz gibi domatestir, biberdir her merkette satılan bu çöp şişlere dizildi , tavada kızartılıp pilav yanında servis edildi. Ailecek bayılındı. Bunları böyle hazırlayıp dondurabilirsiniz, bilginize...

Bunları yaptıkça nasıl seviniyorum bilemezsiniz. Evlenirken, nasıl yemek yapacaksın diyenlere, sebzeleri kızartcam bir gün domates sosu bir gün yoğurt dökücem üstüne yanına da bir gün peynirli bir gün kıymalı , domatesli makarna yapacağım diyen biriydim.Annem , nişanlıyken çok gezmemize, yazlıkta denizden çıkınca, balkona kurulup saatlerce bezik oynamamıza bakar bakar- bak oğlum, ben bir bezik takımı, bir tavla, bir okey takımı , kitaplarını da bir sandığa doldurur veririm. Artık ne yer ne içersiniz bilmem derdi.Şükür bugünlere, düşe kalka, sora soruştura, okuya, izleye öğrendik geldik. Aç kalmadık.

Allah afiyetle, sağlıkla yemeyi nasip etsin inşalllahhhhh...


Hepimizin Kadir Gecesi kutlu, duaları, dilekleri kabul olsun...