Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

20 Ekim 2012 Cumartesi

Cumartesi cumartesi

Dünü tansiyondu, tepe  delme operasyonu ayağına beyni havalandırmak gibi aksiyonlardan sonra akşam evde baya bi havalıydım:))) Gamse eve gelirken hediye, Naziş diyet çikolatalar getirmişti:)) Gak desem su guk desem çay yetiştirdiler...


( annenin olduğu yer evdir... ya da ev; annenin olduğu yerdir anlamına gelen sözün yazılı olduğu kapı süsü, Gamse'nin hediyesiydi)

Sabah kahvaltımızı yaptık, kahvemizi içtik, gece arkadaşında kalan Naziş'de eve geldi, günü evde geçirmeye karar verdik... Onlar odalarında takılırken ben bir gün önce haşladığım, kurutulmuş fasulyeleri kavurdum , iki yumurta kırıp karıştırdım, kısır yaptım... yedik içtik derken, yağmur yağacak diye dışarı çıkmadık ama yağacağı yok ,  hadi dışarı çıkalım  dedi Gamse... Hatta  ben mutfakdayken , yatak odasından telefon açtı:))  Ali Muhittin  Hacı Bekir'de çay, kahve içip, macoron yiyelim mi?, akide şekeri, çikolatalı lokum alalım mı? YKY uğrayıp, ayın yazarının kitaplarına bakalım mı? dedi... Giyinin o zaman çabukun akşam yemeği saatinde evde olalım dedim. Zıpladık gittik.

Yağmur hafiften atıştırdı bir ara ama onun dışında üzmedi bizi... Her yer kalabalıktı... Özellikle Penty kabustu... Herkes mi?aynı anda çorap almaya karar vermişti, bilemedim...

Ali Muhittin Hacı Bekir, eski görünümünü, klasik tatlarını koruyan  ender bir kaç yerden biri...Arka tarafında üç beş masa var, şekerinizi almadan önce bir soluklanıp, çay kahve molası verebilir, kurabiye, tatlı yiyebilirsiniz.  Bir , kafe ya da pastane gibi düşünmeyin ama hoş  ve kısa bir mola için yeterli...Bayram öncesi olduğu için bira kalabalıktı... oturduk çayımızı içtik , macaron yoktu, profiterol yedik, tarçınlı, portakallı güllü akidelerimizi alıp kalktık.

Kızlar Nezih'in kırtasiye bölümüne dalınca, ben bir iki kitap alıp, incelemek için  oturdum, işleri bitene kadar da yerimden kalkmadım...Oradan sonra da Alkım kitapevine uğrayıp evimize geldik.

Akşam  yemeğinden sonra çayımı alıp kitabımı okudum, cumartesi akşamları izlenebilecek bir şey bulamıyorum...

Hadi bu kadar...