Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

29 Kasım 2012 Perşembe

Bugün  yine hareketli  bir gün oldu...Kahvaltıdan sonra şöyle bi toparlanıp,güzel havayı kaçırmamak için hemen dışarı çıktık.Güzel havalarda sahilde, deniz havasını içime çeke çeke, karşı kıyılara  baka baka yürümeye bayılıyorum.Yine Harem'e kadar yürüdük. Biraz uzun  bir yürüyüş oluyor,çünkü;geri dönüşü  de var bu işin...Tam Harem otogarına yaklaşınca bir U dönüşü yaptık gerisin geri...


Bugünkü çay molamız ^^Salacak Balıkçılar Derneği Lokali''ndeydi... Çok sevimli bir yerdir burası, öyle saatlerce oturmak için değil,kısa çay molaları,hadi oturalım bi çay içelim şurda yeri...Oturduğunuz yerden Topkapı Sarayı, Süleymaniye de size karşıdan gerdan kırsın... Çayı miss daha ne olsun abi ya....

Üsküdar'a geldiğimizde baktık acıkmışız, ben çorba içmek istedim sadece...çorbacımıza uğradı. Birer tas çorba yanında yeşillik üstüne de bir bardak çayımızı ikram ettiler geldim eve Koca da klübe...
Eve gelince serildim yorgunluktan ama biraz dinlenince akşam yemeğini programladım o sıra Gamse aradı bu hafatanın sinemasını bu akşam yapalım dedi... Haydi olsun dedik ve akşam yemeğimizi evde yeyip sinemaya gittik.'' Moskova'nın Şifresi''ni izledik... Müzikler, Moskova çekimleri güzeldi... Salih Kalyon  tüm vaazlarında  konuyu ne yapıp edip Trabzon Spora geitiren cami  hocası rolünde  bir harikaydı yine...

Bu ara hastalıktı falan derken kitap okuma modundan çıktım ama bu akşam biraz okuma seansı yapacağım...

bizden kısa kıpkısa haberler

Evdeki hastalık durumu devam ediyor, Naziş okula gitmeye başladı ama çok iyi değil ve hastalık kervanına dün akşam Gamse'de katıldı...

Yürüyüşlerime  yeniden başladım. Evden çıkıp Harem'e kadar yürüyorum...Kız Kulesi^ni görmek beni acaip mutlu ediyor...Yüryüş dönüşü kendime iki pantolon aldım...

Muhteşem Yüzyıl ile ilgili tartışmalardan gerçekten sıkıldım, yahu bir dizi bu tarih dersi değil, belgesel  değil...

Elektrik faturalarınız ne alemde, bizim bu ayki fatura biraz dudak uçuklatan cinstendi de...Ama sonra görümceleriminde yaklaşık aynı durumda olduğunu öğrenince  bunun son gelen zamla ilgili olduğunu anladım da anam o nası bi zamdı ki,fatura iki katına çıktı...

''Bizim bir Ana Okulumuz Olsun mu?''kampanyamızın kargoları artık bir bir ulaşıyor okula, çocuklar sevinçten çılgına dönüyorlarmış...Bu da bizim tek amacımızdı zaten...

Geçen gün, görümcemgiller:) bizdeydi...Sizin bildiğiniz adıyla hamsi pilav, bizim söylediğimiz adıyla '' işli tava'' ve aşure pişirdim... Bilge ve Hande'si de vardı... Hande; dünyanın en güzel  hayıy hayıy diyen çocuğu... Bütün gün oturdu resim yaptı,günleri saydı...

O kadar güzel aşure yapmasaydım keşke:))  şimdi dolapta olduklarını da unutmam lazım... Gamse okula da götürdü, apartman komşularına da verdim, ay onlar da bize getirdi:))...

Dustin Hofman ve Merly Streep'in Kramer Kramer'e karşı filmini izliyorum,Oscar ödüllü bir film olduğunu hatırlıyorum... Oscar aldığı yıl  hey gidi ''Emek Sineması