Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

29 Aralık 2012 Cumartesi

Cuma-Cumartesi

Bu hafta sonunda İstanbul'un köfte dosyasını açtık:))

İlk köfteci Üsküdar'da bulunan ''Közde  Biga Köftecisi''..Bir aile işletmesi...İşletmeciler karı koca... Kırmızı süveterleri, güler yüzleri ve  nezaketleri ile zaten baştan fethettiler bizi... Köfteler kömür ızgarasında pişiriliyor, ısırır ısırmaz lezzeti alıyorsunuz.Anne köftesi tadında  ,ızgara lezzetinde ,içi yumşacık... Hemen Üsküdar Kaymakamlığının karşısında... Köftelerin yanında turşu ikram ediyorlar. Biraz sohbet ettik ,tatlı yemeye niyetimiz yoktu ama ikram ettiler Kemal Paşa görünümünde bir peynir tatlısı,o da çok güzeldi....






Köftelerimizi yedikten sonra Üsküdar'ın meşhur cuma pazarını gezdik. Çok kalabalıktı, sadece çorap aldım, çıktım. Uğur böcekli,çilekli, kedili, kar motifli çoraplara kızlar bayıldılar.

Cumartesi yani bugün bizim evde Datça'dan esen rüzgar evi misler gibi lavanta,adaçayı,kekik kokuttu. Canım Zero,oralarda bizi unutmadığın, oraların güzelliklerini bizimle paylaştığın için bin teşekkür sana....


Sabah kahvaltıdan sonra,direksiyon dersine giden Gamsegamse ve eşlikçisi kocam ile Evde kalan Naziş ve ben öğleden sonrası için Kadıköy'de buluşmak için sözleşmiştik,öyle de oldu...Çiseleyen yağmur günü ayrı bir güzelleştirdi,Kadıköy cumartesisi çiseleyen yağmur altında daha bir güzel göründü gözüme...Sokak şarkıcıları, kokina satıcıları, misler gibi kahve kokusu,sevgililer,dershanelerden çıkan öğrenciler,alışveriş telaşı ve biz... Ara  ara ayrıldık.Gamze ve  kocam gelene kadar Nazlı'yla  Kahve Dünyasında ,kahve kitap keyfi yaptık.



 (Lilith'den size kalan: Lilith ;Adem peygamberin cenneten kovulan ama ölümsüzlük verildiği söylenen ilk karısı...
Güzey,kitabın kahramanlarından birinin adı...Kuzey yamaçların en gölgede kalan yeri demekmiş...

Erguvan:




Sonra toplaştık yemek yedik. Bu hafta sonu köfteden gittik. Çoktandır gitmek istediğimiz Ako ıslama köftecisine gittik.Amanın et suyuna batırılıp,ızgarada kızartılan ekmekler üzerinde servis edilen köftelere bayıldık. Burası da geçer not aldı benden. Kadıköy çarşıda Turkcell'in karşısında.




 Yemekten sonra yine ikiye ayrıldık. Bu kez  karı koca ve kızlar olarak. Biz Alkım Kitabevine  Türkan Şoray'ın imza gününe gittik, kardeşler de kardiş kardiş dolaşmaya... Türkan Sultan pek güzeldi, pek neşeliydi, hem imza dağıttı hem de etrafa öpücükler  dağıttı..




.Çıkışta bu kez buluşma noktamız Nezih Kitabeviydi... Dergilerimizi aldık. Biraz da Migros alışverişi yaptık, bozamızı aldık evimize geldik. Gerçi ön tarafta oturan kocamla koyu sohbete dalan taksi şoförünün bizi eve getirmeye niyeti yoktu, trafik ayağına girmedik sokak bırakmadan ana yola çıkartmadı bizi,sonunda ben höööt deyince,şuradan gireyim abla dedi sonun da  evimize  geldik NETEKİM...


 ( Nezih Kitabevinin vitrine yerleşen kitapsever kedi==

Veee eve geldiğimiz de beni bu güzellikler bekliyordu...Çocuklaçocuk'dan Özlem ve Fulya  günümü  ne güzel noktaladınız bin teşekkür size...
Şimdi bizim ev için çay vakti...